Kişinin kendisini, ailesini, kabilesini veya bağlı olduğu topluluğu belirtmek için genellikle adının önüne veya ardına kendisini, ailesini, mesleğini veya bilinen bir özelliğini belirten bir ad eklenir. Kişinin ailece bilinmesini sağlayan özel adından sonra gelen ve aile adı olarak tanımlanan soyadları, gelenek ve kültürü yansıtmanın yanı sıra kültür aktarıcısı görevi de görür. Soyadlarının kullanımı kimi toplumlarda yasalarla zorunlu kılınmıştır. Kimi toplumlarda ise bir zorunluluk olmamasına rağmen soyadları kişiler arasında isim karışıklığının önüne geçmek için kullanılmaktadır. Türkler tarih boyunca kendi adlarının yanı sıra kendilerini tanıtan aile, boy ve kabile isimlerini kullanmışlardır. Bundan dolayı Türklerin varlık gösterdikleri topraklarda soyadı görevi gören Türkçe kökenli adlara rastlamak mümkündür. Osmanlı Devleti’nde kişileri tanımlamak için soyadı yerine genellikle ya “bey, ağa, efendi” gibi unvanlar ya da kişilerin uğraştıkları meslekleri belirten adlar kullanılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra ise 1934 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen Soyadı Kanunu ile herkesin bir soyadı alması ve resmî işlerde bu soyadını kullanması zorunlu hale getirilmiş, “ağa, hacı, hafız, hoca, molla, efendi, bey, beyefendi, paşa, hanım, hanımefendi, hazretleri” gibi lakap ve unvanların kullanımı kaldırılmıştır. Bu çalışmada Türkçe soyadları üzerine yapılan çalışmalar konularına göre tasnif edilmiştir. Ayrıca hem Türkiye’de hem de Türkiye dışındaki yabancı ülkelerde Türkçe soyadları üzerine yapılan çalışmalar hakkında bilgi verilmiş, Türkçe soyadları üzerine yapılan bir bibliyografya çalışmasına da yer verilmiştir.
A name is usually added before or after the person's name to indicate himself/herself, his/her family, tribe or community to which he belongs. Surnames, which come after the personal name that makes the person known by the family and are defined as the family name, act as cultural transmitters as well as reflecting the tradition and culture. The use of surnames is required by law in some societies. In some societies, although it is not a necessity, surnames are used to prevent name confusion among people. Throughout history, Turks have used family, clan and tribe names to introduce themselves as well as their own names. For this reason, it is possible to come across names of Turkish origin that serve as surnames in the lands where Turks exist. In the Ottoman Empire, in order to describe people, instead of surnames, titles such as "bey, ağa, efendi" or names indicating the occupations of the people were used instead of surnames. After the proclamation of the Republic, with the Surname Law adopted in the Turkish Grand National Assembly in 1934, it became compulsory for everyone to take a surname and use this surname in official affairs. The use of nicknames and titles such as ağa (agha), hacı (pilgrim), hafız (hafiz), hoca (hodja), molla (mullah), efendi (master), bey, beyefendi (gentleman), paşa (pasha), hanımefendi (lady) and hazretleri (his nibs) have been abolished. In this study, studies on Turkish surnames were classified according to their subjects. In addition, information is given about the studies on Turkish surnames both in Turkey and in foreign countries outside of Turkey, and a bibliography on Turkish surnames is also included.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 30 |