Bu makalede Mısır’da İslami edebiyatın öncülerinden olan Necîb el-Kîlânî’nin (1931-1995) İʿtirâfâtü ʿAbdilmütecellî adlı romanında idealize edilen düşünce ve hayallerle psikolojik ve siyasi/toplumsal gerçekler arasındaki gerilim ve çatışma olguları incelenmiştir. Romanın baş karakteri olan Abdülmütecelli Mısır’ın taşrasında küçük bir beldede belediye memuru olarak görev yapan, fakir ama nispeten eğitimli sade bir vatandaştır. O, siyasi ve toplumsal olaylara karşı son derece duyarlı, dürüst, saf ve idealist bir karakteri canlandırır. Köyüne çok uzak olan Kahire’de metro inşaatında bir vincin çalınmış olması Abdülmütecelli’yi çok etkiler ve üzerine vazife olmamasına rağmen vinci bulmak için Kahire’ye gider. İdealist ve hayalperest yönleri onu bir taraftan pek çok tehlikeye maruz bırakırken diğer taraftan hem kendisinin hem de Mısır’ın gerçekleriyle yüzleşmesine de vesile olacaktır. İtiraflar, aslında Abdülmütecelli’nin bu gerilimleri, kişisel yaşanmışlıklardan çıkardığı dersleri, kendine mâl ettiği gerçekleri ve en önemlisi devlet/toplum eleştirilerini ifade eder. Romanda vinç teması ve Abdülmütecelli karakteri üzerinden idealize edilmiş trajikomik ve sembolik bir üslup kullanılmıştır. Romanda ideal/hayal-gerçek gerilimleri, taşra(köy)-şehir, birey-devlet/toplum, iyi-kötü gibi karşıt temalar üzerinden anlatılmıştır. Romanda işlevsel olarak kullanılan bilinç akışı, iç monolog, diyalog, özetleme ve betimleme gibi teknik anlatımlarının çoğunda bu karşıt temaların etkisi görülmektedir. Romanın konusu, anlatım üslupları ve olay örgüsü Kîlânî’nin edebiyat ve fikir dünyasındaki görüşlerinin bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır.
In this article, the tension and conflict phenomena between idealized thoughts and dreams and psychological and political (social) realities in the novel İ'tirâfâtü ʿAbdilmütecellî by Necîb el-Kîlânî (1931-1995), one of the pioneers of Islamic Literature in Egypt, were examined. The main character of the novel, Abdülmütecelli, is a poor but relatively educated simple citizen who works as a municipal officer in a small town in the countryside of Egypt. He portrays an honest, pure and idealistic character who is extremely sensitive to political and social events. Abdülmütecelli is very impressed by the fact that a crane was stolen during the construction of the subway in Cairo, which is very far from his village, and he goes to Cairo to find the crane, even though it is not his duty. While his idealistic and dreamy aspects expose him to many dangers, on the other hand, he will be instrumental in confronting both himself and Egypt's realities. Confessions actually express the lessons that Abdülmütecelli learned from these tensions, personal experiences, the truths that he ascribed to himself, and most importantly, his criticism of the state/society. In the novel, an idealized tragicomic and symbolic style is used over the crane theme. In the novel, tensions between ideal/dream and reality are told through opposing themes such as country (village)-city, individual-state/society, good-bad. The effect of these opposing themes can be seen in most of the technical expressions such as stream of consciousness, inner monologue, dialogue, summarization and description used functionally in the novel. The subject, narrative styles and plot of the novel appear as a reflection of Kîlânî's views in the world of literature and ideas.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 30 |