Kökleri Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi inançlara dayanan 'ataerki' terimi, erkeklerin kadınlardan üstün görüldüğü ve onlar üzerinde güç sahibi olduğu bir otorite sistemini ifade eder. Bazı kadınlar ataerkil sistemi itaatkar biçimde içselleştirirken, bazıları ise bu konuda sesini yükseltmiş ve eleştirmiştir. Kadın yazarlar tarafından yazılan kısa öyküler, bu sistemi incelemenin yollarından biridir. Ancak, bu yazarların kadınlara yönelik tutumları değişkenlik göstermektedir. Bazıları, hikaye ilerledikçe değişime uğrayan cesur, yeni kadınları tasvir ederken, diğerleri ise itaatkar, basmakalıp kadın figürlerini tasvir ediyor. Bu makalenin amacı, Kate Chopin ve Rose Tremain'in kısa öykülerini Edith Wharton ve Clare Boylan’ın öyküleriyle karşılaştırmak ve bu yazarların ataerkil sistemi eleştirip eleştirmediklerini veya hangi boyutta eleştirdiklerini belirlemektir. Bu makalede, Chopin ve Tremain'in ataerkil sistemi en çok eleştiren yazarlar olduğu, Wharton ve Boylan’ın ise kadınları ataerkil bir çerçeve içerisinde temsil ettiği ileri sürülmektedir. Hem Chopin hem de Tremain, tüm karmaşıklıkları ve içsel mücadeleleriyle, erkek veya kadın olduğuna bakılmaksızın, insan doğasının anlaşılmaz derinliklerine inerek onun kapsamlı bir analizini sunar. Öte yandan Wharton ve Boylan gibi yazarlar, ataerkil bir toplumda yaşayan kadınları hiçbir çözüm veya öneri sunmadan doğal hallerinde resmederler. Wharton ve Boylan’ın hikayelerinden yola çıkınca, toplumsal veya cinsiyet konularındaki adaletsizliğin kaynağı finansal kaygılardır.
Patriarchy Kate Chopin Rose Tremain Edith Wharton Clare Boylan
Having its roots in faiths such as Judaism and Christianity, the term ‘patriarchy’ refers to a system of authority in which males are regarded as superior to females and wield power over them. While some women have submissively internalized the patriarchal system, others have raised their voices and spoken out against it. Short stories written by women writers are one way to examine this system. However, there is a wide disparity in these authors' attitudes toward women. Some depict brave new women who transform and progress as the narrative goes on, while others feature stereotypical female figures who are submissive. The purpose of this paper is to compare the short stories written by Kate Chopin and Rose Tremain to those by Edith Wharton and Clare Boylan in order to determine whether or how much these authors criticize the patriarchal system. It is argued that Chopin and Tremain are the most critical of patriarchy, whereas Wharton and Boylan represent women within a patriarchal framework. Both Chopin and Tremain provide a comprehensive analysis of human nature, regardless of whether they are discussing men or women, with all of their complexity and inner struggles. Authors such as Wharton and Boylan, on the other hand, depict women in patriarchal societies in their natural state, without offering any solutions or suggestions. In their accounts, societal or sexual injustice is motivated by financial considerations.
Patriarchy Kate Chopin Rose Tremain Edith Wharton Clare Boylan
Patriarchy Kate Chopin Rose Tremain Edith Wharton Clare Boylan
Patriarchy Kate Chopin Rose Tremain Edith Wharton Clare Boylan
Patriarchy Kate Chopin Rose Tremain Edith Wharton Clare Boylan
Patriarchy Kate Chopin Rose Tremain Edith Wharton Clare Boylan
Patriarchy Kate Chopin Rose Tremain Edith Wharton Clare Boylan
Patriarchy Kate Chopin Rose Tremain Edith Wharton Clare Boylan
Patriarchy Kate Chopin Rose Tremain Edith Wharton Clare Boylan
Patriarchy Kate Chopin Rose Tremain Edith Wharton Clare Boylan
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 31 |