Ekoeleştirel çalışmalarda, maddeci dönüşü temsil eden maddesel ekoeleştiri kuramı, insanın doğa üzerindeki üstünlüğüne dair oluşturmuş olduğu antroposentrik (insan merkezci) ideolojileri yıkarak yerine, insan ve insan olmayan canlıların maddesel olarak birbirinden ayrıt edilemeyecek derecede içiçe geçtiği, ayrıca insan ve insan olmayan tüm canlıların hem fiziksel yönleriyle hemde öyküleriyle birlikte örüldüğü görüşünü ortaya atar. Bu bağlamda, maddesel ekoeleştirini özellikle üstüne bastığı konu fiziksel evrenin ve edebi metinlerin, madde ve dilin, insan ve doğanın birbiriyle son derece bağlantılı olduğudur. İnsanın doğa üstündeki ayrıcalıklı pozisyonu ve koruyucu rolünü yıkmaya çalışan maddesel ekoeleştiri kuramı, doğayı insanın atfettiği tanım, anlam ve temsillerden kurtarmaya çalışarak yerine, kendi anlamlı öykülerini oluşturma kapasitesine sahip tamamen canlı ve aktif bir doğa anlayışı getirir. Bu bağlamda, Dylan Thomas (1924-1953) şiirlerinde insan ve doğa arasında kapatılması güç farklılıklar yaratmaktansa, insanın doğayla tamamen bütünleşmiş olduğunu gösterir. Eserlerinde maddesel ekolojik bir görüş benimseyen Dylan Thomas, insan ve insan olmayan canlıların biyolojik olarak birbirine bağlı olduklarını gösterir. Bu nedenle, bu çalışma Dylan Thomas’ın şiirlerine maddesel ekoeleştirel bakış açısıyla yaklaşarak, şairin doğayı hareketsiz bir obje olmaktan öte, yaşayan canlı bir birey olarak yansıttığını göstermeyi amaçlamaktadır.
Material ecocriticism, representing a material turn in ecocritical studies, is faithfully committed to undermine the anthropocentric ideology of humans’ superiority over the natural environment and reconfigures human and nonhuman beings as materially entangled entities whose stories as well as physical bodies are interwoven together. What essentially emphasized by the material ecocritical theory is the indistinguishable relatedness and the coexistence of the physical universe and the textuality, the mattfer and the language, human and nature. Demolishing human’s exceptional status over nature and rejecting any kind of human guardianship of nature, material ecocriticism unshackles nature from human representations, definitions or meanings and attributes vitality and agency to natural elements that are capable of producing meaningful stories of their own. Accordingly, Dylan Thomas (1924-1953) reinforces man’s situatedness within the earth throughout his poetry, instead of constructing impermeable discrepancies between human and nature. Thomas develops material ecological understanding of the universe in which human and nonhuman entities are biologically connected to each other. Therefore, the aim of this study is to analyze Dylan Thomas’ poetry from the perspective of material ecocriticism to provide an insight to Thomas’ depiction of nature as a dynamic entity rather than as a passive object.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 31 |