Objective: The study aims to analyze the issue of whether the application of vaccines developed in the COVID-19 pandemic can be legally enforced in terms of both international law and domestic law. Materials and Methods: Within the scope of the study, the jurisprudence of both the European Court of Human Rights and the Turkish Constitutional Court, which shows whether vaccinations can be made compulsory in general and the legal conditions of this, has been scanned. Legal normative analysis was made with the obtained data and then it was applied to COVID-19 vaccines by using the analogy method. Results: If COVID-19 vaccines are made compulsory, this situation will constitute an interference with fundamental rights and freedoms, as it does not meet the legality requirement in all aspects in our current Turkish legal system. Conclusion: Although it was quite successful in the period it was made, the 1930 Public Health Law is far from meeting the needs. There is no clarity in the Public Health Law on what kind of sanctions may be faced by those who do not comply, if the vaccines developed in the fight against the COVID-19 pandemic epidemic are made mandatory. Today, the authorities of the administration in the field of general health need to be rearranged by law in accordance with today's conditions.
Mandatory Vaccination COVID-19 vaccines proportionality principle Public Health Law
Amaç: Çalışma, COVID-19 pandemisinde geliştirilen aşıların uygulanmasının, hukuki açıdan zorunlu tutulup tutulamayacağı meselesinin gerek uluslararası hukuk gerekse iç hukuk düzeni açısından analiz edilmesini amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Çalışma kapsamında gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) gerek Türk Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) genel olarak aşıların zorunlu tutulup tutulamayacağı ve bunun hukuki koşullarını gösteren mahkeme içtihatları taranmıştır. Bu verilerden elde edilen sonuçlar ile hukuki normatif analiz yapılmış ve daha sonra benzetme/ analoji yönteminden yararlanılarak COVID-19 aşılarına uygulanmıştır. Bulgular: COVID-19 aşılarının zorunlu tutulması halinde bu durum halihazırdaki hukuk düzenimizde yasallık koşulunu bütün unsurlarıyla karşılamadığından temel hak ve özgürlüklere müdahale teşkil edecektir. Sonuç: Yapıldığı dönem itibariyle oldukça başarılı olsa da 1930 tarihli Umumi Hıfzısıhha Kanunu ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. COVID-19 pandemi salgını ile mücadelede geliştirilen aşıların olunması zorunlu tutulduğu takdirde, buna uymayanların ne tür yaptırımlarla karşılaşabileceğine dair Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nda açıklık bulunmamaktadır. Bugün için idarenin genel sağlık alanındaki yetkilerinin günümüz koşullarına uygun şekilde kanunla yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Zorunlu aşılama Covid-19 aşıları Umumi Hıfzısıhha Kanunu orantılılık ilkesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 26 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: S-1 |