İslamî edebiyatın sacayağı Besmele-Hamdele-Salvele olarak özetlenebilir. Bir edebî tür olarak tevhîdde Allah'ın birliği meselesi, Cemal ve Celal yönleriyle beraber bazen şer'î merkezde bazende tasavvufî merkezde işlenmiş ve neredeyse bütün şairler yakın ve uzak anlamlarıyla beraber tevhîd çizgisinde takip edilebilecek eserler vücuda getirmişlerdir. Batılılaşma macerası hala devam eden bir süreç olmakla birlikte, bu çizgi boyunca tevhîd türü zamanla yerini daha karmaşık yapıdaki serzenişlere, daha farklı söyleyiş biçimlerine terk etmiştir. Bu noktada Tanzimat'tan Cumhuriyet'e uzanan siyasî ve sosyolojik grafikte Muallim Nacî'nin klasik çizgiyi devam ettiren tevhîdi başlı başına önem arz etmektedir.
It could be told that the trivet of Islamic literature is Basmalah-Hamdalah-Salwalah. In Tawhid
as a literatural genre, the issue of the Unity of Allah was sometimes dealt with the features of
Camal and Calal on the base of Sharia and sometimes on the base of sufism, and almost all
poets created pieces which could be followed in the line of Tawhid. Although Westernization
adventure is an ongoing process, through this line, the Tawhid genre gave way to more complicated
reproaches and more different telling forms by time. At this point, Muallim Nâcî‟s Tawhid
sustaining classical line represents an important position in the political and sociolgical framework
of the period from Tanzimat to Republican era.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 14 Sayı: 26 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
SAUIFD bilginin yayılması ve zenginleşmesi için Açık Erişim Politikasına uymaktadır.