This paper discusses the art practices of sculptor Doris Selcedo who stands out as a witness and narrator
of political violence in Colombia. This article focuses on how Doris Selcado’s sculptures problematize the
disregarded existence of countless people who were killed, forcibly displaced, forcibly disappeared, subjected
to torture, discrimination and gender-based violence which have now turned into statistical data after the
devastating effects of wars, conflicts and violence in the different parts of the world. Throughout the article, it
has been emphasized how the artist reconstructs the memories of the people who are dragged in the destiny
of the geography they live in through the field of art, how she transforms the social traumas she has witnessed
into sculptures that keep records, and how he creates a political discourse through art in the face of violence
targeting fragile bodies.
The artist’s works, which are handled in chronological order, are analyzed with reference to Judith Butler’s
concepts of vulnerability and mourning, Giogio Agamben’s testimony, Walter Benjamin’s storyteller,
Sigmund Freud’s concepts of mourning and melancholia. In this article, it is aimed to discuss the potential of
contemporary art, through Doris Selcado’s sculptures, to actively and collectively remember a traumatic past,
to imprint the traces of violent conflicts in the social memory, to know the truth, to face the truth and to social
healing when the limits of language are not sufficient.
Bu makale, Kolombiya’da yaşanan siyasal şiddetin tanığı ve anlatıcısı rolü ile öne çıkan heykeltıraş Doris
Salcedo’nun sanat pratiğini ele almaktadır. Doris Salcedo’nun heykellerinde, dünyanın farklı coğrafyalarında
yaşanan savaşların, çatışmaların ve şiddetin yıkıcı etkilerinin ardından artık birer istatistiki veriye dönüşen,
öldürülen, zorla yerinden edilen, zorla kaybedilen, işkenceye, ayrımcılığa, cinsiyete dayalı şiddete maruz
kalan sayısız insanın göz ardı edilen varlıklarını nasıl sorunsallaştırdığına odaklanmaktadır. Makale,
sanatçının yaşadığı coğrafyanın kaderi içinde sürüklenen insanların toplumsal hafızada yaşayan anılarını
sanat alanı üzerinden nasıl yeniden inşa ettiği, tanık olduğu toplumsal travmaları kayıt tutan heykellere nasıl
dönüştürdüğü üzerine yoğunlaşmaktadır. Bunun yanında Salcedo’nun kırılgan bedenleri hedef alan şiddet
karşısında sanat aracılığı ile nasıl bir politik söylem alanı oluşturduğu üzerinde durulmuştur.
Sanatçının kronolojik sıralama ile ele alınan çalışmaları, Judith Butler’ın kırılganlık ve yas, Giogio Agamben’in
tanıklık, Walter Benjamin’in hikâye anlatıcısı, Sigmund Freud’un yas ve melankoli kavramları referans
alınarak analiz edilmiştir. Bu makalede, aynı zamanda travmalarla dolu bir geçmişin aktif ve kolektif bir
biçimde hatırlanması, şiddetli çatışmaların izlerinin toplumsal hafızaya kazınması, hakikati bilme, hakikatle
yüzleşme ve toplumsal iyileşme için dilin sınırlarının yeterli olmadığı durumlarda sanatın sahip olduğu
potansiyeli, Doris Salcedo’nun heykelleri üzerinden tartışmak amaçlanmıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Heykel |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |