Litografi (taşbaskı), imgelerin ve yazıların kağıda çalışır gibi taş yüzeyine resmedilmesine olanak tanıyan bir baskıresim tekniğidir. Diğer baskı tekniklerine göre daha işlevsel yapısı, görsel etki
zenginliği ve hızlı basım olanaklarıyla icadından kısa süre sonra bütün dünyaya yayılmıştır. Fazla zaman geçmeden ülkemize, İstanbul’a da getirilmiştir. Avrupalılaşma ideallerinin başlamasıyla, Osmanlı’nın son dönemlerinde ülkemize giren teknik, halk hikayelerinin görselleştirilmesinde
önemli bir araç olmuştur. Tasvirin yasak sayılması, litografinin imkanlarında güzel yazı geleneğiyle bütünleşmiş seyirlik resimler ile yıkılmış, batılı resim anlayışının başlangıcı niteliğindeki resimler
yaygınlaşmıştır.
1800’lerin sonlarında yurt dışına eğitim için gönderilen yetenekli asker öğrenciler, Avrupa resmini öğrenip İstanbul’a döndüklerinde Türk topraklarında akademik sanat eğitimi ve baskıresmin
kurumsallaşmasına öncülük etmişlerdir.
Osman Hamdi Bey’in Kurduğu Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi akademik sanat eğitiminin ilk
önemli kurumu olmuş, Harp Okulu’nda Hoca Ali Rıza Bey litografiyi öğreterek Türkiye’de akademik baskıresmin temellerini atmıştır. 1936’da ülkemize davet edilen Fransız sanat eğitimcisi Leo-
pold Lévy Akademi’de, litografi donanımını da bünyesinde barındıran ilk özgün baskıresim atölyesini kurmuştur. Ciddi işleyen bir litografi atölyesi ise ancak 1950’li yıllarda yürürlüğe girmiştir.
Bu araştırmada, akademik anlamda ilk sanatsal litografilerin ortaya çıkışı, İstanbul ve
Anadolu’da sanat eğitimi kurumlarında atölyelerin yaygınlaşması, 1960’lı yılların başından itibaren ivme gösteren özgün baskıresim içinde, litografinin gelişim hareketleri, öncü sanatçılar ve
sanat eğitimi kurumlarının tekniği yaşatma çabaları ele alınacaktır.
Lithography is a printmaking method of rendering images and text onto stone plates. It spread
all over the world shortly after its invention thanks to its superior functionality, richness of visual
effects and quick print capabilities. Soon after, it was brought to Istanbul. Adopted by the late
Ottoman Empire after flowering of the Europeanization ideals, this method became an important
means of visualizing folktales. Ban of imagery was broken thanks to calligraphy refined with eyeful
images that lithography has to offer, which made Western sense of painting popular in the Ottoman
Empire.
Talented military students who were sent Europe in late 1800s learned European painting and
came back to Istanbul, pioneering arts education in an academic level and institutionalization of
printmaking in Turkish lands.
The School of Fine Arts founded by Osman Hamdi Bey became the first academic institution
to teach arts. Hoca Ali Rıza Bey taught lithography in the Military Academy, laying the academic
foundations of printmaking. French art teacher Leopold Lévy was invited to the Academy in 1936
to establish the first original printmaking workshop with lithography equipment in the Ottoman
Empire. First effective lithography workshop went into operation in 1950s.
This research will focus on emergence of the first artistic lithographs in academic terms, spread
of workshops in art education institutions in Istanbul and the Anatolia, development of lithography
and efforts of pioneers and art education institutions to support lithography within the original
printmaking following its boom in early 1960s.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 7 Sayı: 2 |