Günümüz sanatında yapıt üretimi, sanatın tarih boyunca geçirdiği paradigmal değişimlere
koşut, geleneksel biçimlendirme yöntemlerinden disiplinlerarasılığa, hatta disiplinler ötesine
genişleyerek; ses, mekân, süre-zaman, bellek ve alımlayıcı ekseninden ayrı düşünülemeyen
bir mecrada kendini göstermektedir. Retinal algıdaki nesnelerin etki-tepki dinamiği
içindeki titreşimleriyle oluşan ya da sanal ortamda kurgulanan, bir süreye ve sürece bağlı
olarak, kendi zamanında-mekânında ikamet ederek hızla uzamda, boşlukta yayılan ses,
güncel sanatta pek çok sanatçının ilgi odağı ve üretim malzemesi olmuştur. Mekân veya
üretilmiş bir mekân içinde, alımlayıcıyı sinestezik bir etki alanına çeken ses ve sessizlik,
görüntü ve karanlık gibi unsurlar, ses sanatının temel yapı taşlarını oluşturmaktadır. İmge,
nesne, süre-zaman, bellek ve alımlayıcıdan ayrı düşünülemeyen bileşenleri ile girift bir yapıya
sahip olan ses sanatında mekân, hibrit bir oluşumun içine çekilir. Bu alanda üretilen
mekânların, yapıt, alımlayıcı ve bellekle sürekli etkileşim içinde olduğu devingen bir ilişkisi
vardır. Ses, dinleyiciyi bir hikâyenin içine çekerken; görüntü, izleyiciyi bir mekâna sürükler
ve yönlendirir. Bu araştırmanın amacı, nitel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılarak,
ulusal ve uluslararası sanat sahnesinde büyük ölçekli projeleriyle öne çıkan Cevdet Erek’in
seçilmiş yapıtları üzerinden, yakın dönemde plastik sanatlar terminolojisinde yer edinmiş
ses sanatı bağlamında; mekân, bellek, zaman, ses ve alımlayıcı eksenindeki yansımaları
ortaya koymaktır.
In contemporary art, the production of artworks has expanded beyond traditional methods,
embracing interdisciplinarity and even transdisciplinarity, manifesting in a medium
inseparable from sound, space, duration-time, memory, and the recipient. Sound, generated
through the vibrations of objects within action-reaction dynamics or constructed in
virtual environments, is dependent on time and process, residing in its own temporality and
spatiality, and rapidly propagating through space and emptiness, thus becoming central to
many contemporary artists’ practices. Elements such as sound/silence and image/darkness
draw the recipient into a synesthetic field of influence within a space or constructed space,
constitute the foundational components of sound art. In sound art, where image, object,
duration-time, memory, and the recipient are inseparable, space becomes a hybrid formation.
Such spaces engage dynamically with the artwork, the recipient, and memory. While
sound immerses the listener in a narrative, image guides the viewer through space. This
study aims to investigate the reflections of space, memory, time, sound, and the viewer within
the framework of sound art, a term that has recently gained recognition in visual arts
terminology through qualitative research methods, focusing on selected works by Cevdet
Erek, an artist prominent on both national and international stages.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Çağdaş Sanat |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 20 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 11 Mart 2025 |
| Kabul Tarihi | 27 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 15- Özel sayı |