1960’larda Amerika, İngiltere ve Fransa’da toplumsal ve siyasal bir savaşım olarak birçokalanında beliren kadın duyarlığı, ataerkil düzenin kadına yönelik tutumununsorgulanması amacıyla başlamıştır. Özellikle kadın sanatçılar, ataerkil düşünceninkendilerine uygun gördüğü rolleri reddederek kadınlara özgü bir bakış açısıgeliştirmişlerdir. Kadınlar, egemen kültürün oluşturduğu ‘kadın imgelerini’ içlerindetaşırlar ve değişim yolunda ilerlerken yalnızca dışsal baskı ve engellerle değil kendiiçlerinde taşıdıkları bu egemen kültür tanımlarıyla da mücadele etmek zorunda kalırlar.Kadınların yüzyıllar boyunca sanatın nesnesi ve konusu olmaları birtakımsınıflandırmalarla kategorize edilmeleri birçok, kadın sanatçıyı bu imgeleri düzeltmeyeyöneltmiştir. Bir nesne olmaktan çıkıp ‘sanatçı ’konumuna geçen kadın, artık kendiimgesi ni de üretebilir hale gelmiştir. Artık yalnızca bu imgenin muhatabı değil, aynızamanda yaratıcısıdır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 1 Sayı: 8 |