Nesneler, toplumsal süreçlerde evrimleşir ve bir bellek oluştururlar, dolayısıyla somut
durumlar kapsamındaki merkezden farklı bir merkezde yeniden kurulan bir anlama
arcılık eden görevi yüklenirler. Duchapm’ dan başlayan hazır nesne, “Ready-made”,
anlayışı post-prodüksiyon üretime kadar uzanır ve bu bağlamda bir sorunsal olarak
gerçeklik, imgeler, göstergeler de hızla değişmiş, varlığa dair en temel sorular yeniden
gündeme gelmiştir. Heykel sanatı da bu entropiye bağlı olarak gerçeklikle oynamış,
kendi gerçeklik yasalarıyla gerçeklik kavranışını bir iç görünün sentetik durumuyla
yansıtmıştır. Figüratif heykelin gerçeklikle olan bağı foto gerçekçi görüşten başlayan,
hiper kavramıyla özdeşleştirilen diğer bir olgu olarak ele alınmıştır. Nesne olarak
düşünülen figür, J.Baudrillard’ın kuramlaştırdığı dört farklı gerçekliğin aracılığıyla
semantik bir düzleme çekilir ve heykel bu dille gerçekliği ifade eden oyuna katılır. Olgu
olgunun dışında kalır, temsilin yerini simülakr alır ve simüle edilen hayat gerçekten daha
gerçek olur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 1 Sayı: 5 |