Arketip bir yapı olarak en basit anlamda kişisel mekânın niteliklerini tanımlayan ev, bir nesne, bir imge olarak da günümüz sanatının tüm disiplinleri içerisinde sınırları sanatçılar tarafından belirlenen, gerçekte sanat kavramı kadar derin tanımları ve görsellikte çok farklı formu, bağlamı içerisinde barındırabilen bir kavramdır. Hemen her disiplinde üzerine tartışma açılabilen ev kavramı, barınmanın, ait olmanın, muhafazanın, güvenliğin, huzurun, kimliğin temsilinde başat unsurlardan biri, ya da tüm bu durumların olumsuzluk/ karşıtlık içeren hal ve olgularıyla zaman içerisinde çağdaş sanatta da izi sürekli sürülen bir fenomen olmuş, dolayısıyla sanatçı, izleyici, nesne, mekân ilişkileri içerisinde güçlü bir dil, bir üretim biçimi haline dönüşmüştür. Bu bağlamda, araştırma süresince ev kavramı, öncelikle fenomenolojik boyutuyla ele alınarak, Gaston Bachelard, Maurice M. Ponty, Otto F. Bollnow’un ev ve mekân üzerine düşüncelerine yer verilmiştir. Evin çağdaş sanatta bir nesne- mekân olarak konumlanmasına yönelik ise; Louise Bourgeois, Erwin Wurm, Rachel Whiteread, Donald Rodney ve Petrit Halilaj’ın ev odaklı çalışmaları ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 24 |