Sanatı süje ve obje arasındaki güzele varım sürecinde tikel ve tümel alana aktarılan, farkındalık yaratan bir oluş
olarak kabul edebiliriz. Bu genel betim içeriğinde, ontolojik kökeni insana kadar inen ve günümüze kadar uzanan
süreçte hep tartışılagelmiş olan sanat, insanla var olmuş ve her şeyden önce insan içindir. İnsan, mağara ve kaya
resimleriyle başlayan sanat serüvenini, simgesellik kapsamında üç boyutlu objelerle sürdürmüş, özellikle tarım
devrimi sürecinde yoğunlaştırarak pişmiş toprağın da keşfiyle daha da belirgin bir şekle büründürmüştür. İnsan,
kullandığı gereçleri teknolojik olarak geliştirdikçe ürettiklerine bir takım form ve bezekler ilave ederek döneminin
sanatsal ifadelerini de sunmaya başlamıştır. Tarih öncesi (Prehistorik) dönemlerin sanat olarak ifade edilen
betimlerini kuşkusuz Zeitgeist (zamanın ruhu) kapsamında değerlendirmek daha doğru olacaktır. Konu edilen
dönemlerin eserlerini güncel sanat ve estetik bakış açısıyla görmek elbette doğru sonuçlar ortaya çıkarmayacaktır.
Bu nedenle prehistorik eserler çağdaş estetik bakışla değil, kendi dönemlerinin çağdaşları arasında göreceli olarak
ele alınmalı ve kültürel miras öğeleri olarak değerlendirilmelidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 29 |