28 Şubat süreci, Refah Partisi (RP) ve İslami sivil toplumun, ordunun başını çektiği siyaset dışı aktörler tarafından “geriletilmesi” ve politik alan ile birlikte sivil alanın yeniden biçimlendirilmesini ifade eder. 28 Şubat müdahalesini Türk siyasi tarihindeki diğer askeri muhtıra ve darbelerden ayıran özgünlük, bu süreçte sivil toplumu harekete geçirmek suretiyle “silahsız kuvvetleri” devreye sokan bir stratejinin ortaya koyulmasıdır. Nitekim bu strateji çerçevesinde fikirlere ve algılara etki ederek toplumda “irticaya” karşı ortak bir “sağ duyu” oluşturulması hedeflenmiştir. Bu bağlamda ordunun fikirsel ve ideolojik üstünlüğü elde ederek sivil toplum üzerinde bir “hegemonya” inşa etmeye çalıştığı söylenebilir. Sivil toplum, politik toplum ve hegemonya kavramları İtalyan siyasetçi ve sosyalist kuramcı Antonio Gramsci’nin yönetenlerle yönetilenler arasındaki egemenlik ilişkisini çözümlemek için kullandığı anahtar kavramlardır. Bu bağlamda Gramsciyan yaklaşımın, 28 Şubat sürecini anlamak için son derece işlevsel bir teorik zemin sunduğunu söylemek mümkündür. Literatür taramasına dayanan bu çalışmanın amacı, 28 Şubat sürecini Gramsci’nin ortaya koyduğu teorik kavramlar üzerinden değerlendirmektir.
Antonio Gramsci Hegemonya 28 Şubat süreci Refah Partisi Türk Silahlı Kuvvetleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Kabul Tarihi | 10 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.