Günümüzde Kur'ân metni basite alınıp edebî sanatlar hakkında yeterli bilgi sahibi olunmadığı veya kötü niyetli oldukları için Kur'ân’a İslâm’a ve Kur'ân’ın ortaya koyduğu ‘İlah’ anlayışına gölge düşürülmek istenildiği için Allah’ın kendisine isnat ettiği bazı fiiller bağlamından koparılarak O’nun tenzîhine aykırı görüşler ileri sürebilmektedir. Hâlbuki bağlamından koparılmış ve sünnetin dışında bir anlama, Kur'ân'ın gösterdiği hakikat yolunun aksine, dini sadece yorumlarda arama faaliyetinden öteye geçmeyecektir. Bu sebeple özellikle Kelâmcılar, mucize cinsinden olan âyetlerin, ayrı ayrı olduğu kadar birlikte de incelenmesi gerektiğini ifade etmiş, onları mevzu ve gayesine, konunun tasvîr tarzı ve yapısına, Peygamberin davet usulü, tebliğ biçimi ve münakaşa edilenlerin genel niteliklerine göre değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamış, anlamın tespitinde, Arapça dilsel kuralların yanı sıra edebî kurallara da riayet edilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Bağlamla ilgili edebi üsluplardan birisi de tehekküm ve müşâkeledir. Bu sebeple çalışmamızda bir ifadenin siyâk ve sibâkının anlamın tespitinde taşıdığı öneme değinilmesi hedeflenmiştir. Nitekim Kur'ân nazmı, sınırlı alfabe harflerinden meydana gelmiş olmakla beraber basit ibarelerden ibaret değil, sanat ve estetik yapısıyla, söz dizmede usta edebiyatçıları bir benzerini meydana getirmekten aciz bırakan, inkârcılara meydan okuyan mucize bir Kitab’tır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 29 |
.