Öz
İnsanlık tarihi uygarlık seviyesine MÖ
10.000-8000 yıl önce yerleşik düzene geçerek ulaşmıştır. En eski ve en ileri
düzeyde olan yerleşimlerden Çayönü, Çatalhöyük, Hacılar, Norşuntepe ve Köşk
Höyük bölgelerinde 7000-8000 yıl önce yapılmış, ibadet nesnesi olarak kullanılan
heykelcikler mevcuttur. Bu heykelcikler, binlerce yıl sonrasının insanlarının
ellerinde bulunmakta, bugün hala “Tanrı
Ana” heykellerinden bahsetmekteyiz. Somut olmayan Kültürel Mirasımız
Perspektifinden Anadolu’ya bakıldığında benzersiz bir coğrafyanın, kültürel
hazinenin mirasçıları olarak bu topraklarda yaşamaya devam etmekteyiz.
Anadolu’da Tanrı Ana heykelcikleri boyutları ve soyutlama düzeyleri bakımından
günümüz ürünleri kadar çağdaş bir estetik yansıtmakta, fakat Tanrı Ana, Bereket
Ana ya da Ana Tanrıça kavramlarının anlamları maalesef yeterli kadar
bilinmemekte, bu kavramlara hak ettiği değer verilmemektedir.
Anahtar Kelimeler:
“Ana Tanrıça”, “Tanrı Ana”, “Bereket Ana”,
Anadolu
Abstract
Human history has reached the level of
civilization 10.000- 8000 years ago by settling. Some of the oldest and most
advanced settlements in Çayönü, Çatalhöyük, Hacılar, Norşuntepe and Köşk Höyük
have statues that were built 7000-8000 years ago and used as worship objects.
These statuettes are in the hands of people after thousands of years and today
we are still talking about “Ana Tanrı” statues. From the perspective of our
intangible cultural heritage we continue to live in Anatolia as the heirs of a unique
geography and cultural treasure. “Tanrı Ana” figurines in Anatolia reflect a
contemporary aesthetic in terms of their dimensions and abstraction levels as a
contemporary products but unfortunately the meanings of “Tanrı Ana”, “Bereket
Ana” or “Ana Tanrıça” are not known enough and they are not given the value
they deserve.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 17 Eylül 2019 |
Kabul Tarihi | 26 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 12 |