Unions which initially had an effect in a limited area of working life for protecting and promoting workers’ rights, increased their efficiency on society and poltics with democratic developments. Having an axis of conflict caused by ideological reasons in the beginning of the organization process, “union-politics” relationship turned into a mediating collaboration of mutual development of benefits, during the progressing process. Developed later than the unions of workers, unions of public employees’ relationship with the institution of politics is a more problematic issue in terms of the quality of the job and the functions of the unions. Some of these arguments are as followed; public employees are the essential and perpetual executives of the public services, they are obliged to do their offices objectively and the employer dimension of this working relationship is determined by the institution of politics. Obtained their legal infrastructure in 2000’s in Turkey, it’s seen that the public employees’ unions are in a rapid growth process to the contrary of workers’ unions. In this process, politically varied appearance of union confederations makes the “public office unionism- politics”
Çalışanların haklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla başlangıçta çalışma hayatı ile sınırlı bir alanda etkiye sahip olan sendikalar, demokratik gelişimle birlikte toplum ve siyaset üzerindeki etkinliğini de artırmıştır. Örgütlenme sürecinin başında ideolojik gerekçelerle çatışma eksenine sahip olan “sendika-siyaset” ilişkisi, ilerleyen süreçte karşılıklı olarak menfaatlerin gelişimine aracılık eden bir işbirliğine dönüşmüştür. İşçi sendikacılığına oranla daha geç gelişen kamu görevlisi sendikacılığının siyaset kurumu ile olan ilişkisi, işin niteliği ve sendikal işlevler bakımından daha tartışmalı bir konudur. Kamu görevlilerinin asli ve sürekli niteliğe sahip kamu hizmetlerinin yürütücüsü olmaları, görevlerini yansızlıkla yapma zorunlulukları ve çalışma ilişkilerinin işveren boyutunun siyaset kurumu içinde belirlenmesi bu tartışmalardan birkaçıdır. Türkiye’de 2000’li yıllarda yasal altyapısına kavuşan kamu görevlisi sendikacılığının, işçi sendikacılığının tersine hızlı bir büyüme süreci içinde olduğu görülmektedir. Bu süreçte sendika üst örgütlenmelerinin siyasi çeşitliliğe denk düşen görünümü, “memur sendikacılığı-siyaset” ilişkisini tartışılmalı bir hale getirmektedir. Bu çalışma, sendika üyesi kamu görevlilerinin “sendika-siyaset ilişkisi”ne yönelik yaklaşımlarını bir saha çalışması ile analiz etmeyi amaçlamaktadır
Kamu Görevlisi Memur Sendikası Konfederasyon Siyaset Siyasi Parti
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 19 Sayı: 2 |