Yakupoğlu ile mülakatta onun özellikle resim sanatı anlayışı üzerinde yoğunlaştık. Sohbetin izlenimlerini kaleme almak, bizi güzel sanatlar kavramı üzerine daha ileri çağrışımlara götürdü. Ressam, Akademi tahsilinden sonra memleketine geri dönüp yerleşmiştir. Muhtemelen bu vesileyle sürekli yeni akımlar ve denemeler peşinde koşan başka tahsilli ressamlardan tamamen
farklı ve klasik bir resim takdiri edinmiştir. Kültürüyle uyum içinde, sanatında çok sevdiği yöresini işlemeyi seçmiştir. Bir garip tecelli olarak, asıl bu özelliği l{endisini, sanatçılar arasında çok daha çarpıcı ve benzersiz kılar.
At our interview with Yakupoğlu, we concentrated on his understanding of artistic painting. Writing down the impessions of the conversation led us to further associations about the concept of fine arts. The painter had returned to his home city upon completion of his art education at the Academy of Fine Arts. Probably because of this reason he eventually acquired a classical art appreciation entirely different from those of other educated painters, who are contantly in quest of new currents and tries. in complete harmony with his own culture, he chose to give expression to his own beloved local environment in his artistic occupations. lronically, it is specifically this trait of his which renders him much more striking and unique among the artists.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arkeoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Şubat 2007 |
Gönderilme Tarihi | 13 Şubat 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Sayı: 17 |
Selcuk University Journal of Faculty of Letters will start accepting articles for 2025 issues on Dergipark as of September 15, 2024.