Yeni Eleştiri[1]
kuramının, eserlerin bağımsız birer yapı olduğu ve kendi kendine yeterliliği
prensibinden hareketle, bu makale, konusunun şekillenmesi için referans olarak
seçilen gezi edebiyatı metinlerinin sunduğu tanımlamalar ve betimlemelere
olabildiğince sadık kalarak, insan yaşamı için merkezî bir mekân olma
niteliğine sahip ve bununla birlikte kimlik, kültür ve kişilik gibi olgularla
da bağlantılı olan ve bunun yanı sıra teknik ve teknolojik sahada kaydedilen
ilerlemelerin bir sonucu olarak mekânlararası etkileşimin daha sık ve daha
hızlı gerçekleştiği son iki yüzyılın kayda değer sorunsallarından olan ev ve
yurt algısına dair bir inceleme sunmayı hedefliyor. Bu bağlamda, referans
olarak seçilen metinler, yalnızca deneyimsel nitelikleriyle değil aynı zamanda
“gezi edebiyatı teorisi eseri” nitelikleriyle bağlantılı olarak da ele
alınacaktır. Dolayısıyla, algılayıcı özne olarak insan ve algınanan nesne
olarak mekân diyalektiğinden hareketle, gezgin-yazar olarak
nitelendirilebilecek çağdaş yazarlar tarafından, evlerinden ve yurtlarından,
alışılmış ve sıradan olandan uzakta, dünyanın çeşitli yerlerinde
gerçekleştirilen gezi deneyimlerinin edebî boyut kazanmış hâli olan gezi
edebiyatı eserleri, içerdikleri parçalar aracılığıyla, bu makalenin konusu olan
mekân algısı paradigmasına yaklaşımda izlenecek tutumu birincil elden
besleyeceklerdir. Böylelikle, belirli bir mekânsal gerçekliği yansıtan
kavramlar olan ev ve yurdun gezgin-yazar açısından algısı noktasında, biri
diğerinden bağımsız şartlarda gerçekleşmiş olsa dahi birbirini besleyen ya da
tamamlayan bireysel deneyimler neticesinde yazıya aktarılan tanımlama ve
yaklaşımlar üzerinden mekân algısı meselesinin farklı boyutları göz önüne
serilecek, bu sayede de mekân olgusuna dair önerilecek olan herhangi bir
yargının hem bütünselliğine hem de eksikliğine vurgu yapılmış olacaktır.
[1] Yeni Eleştiri
(New Criticism), bir eserin kaynak
veya kaynaklarına ve sosyokültürel arka planına odaklanmaktan ziyade,
sayfalarında yer alan kelimeleri merkeze koyan, edebî eserleri, eser dışındaki
ögelerden bağımsız, otonom ve organik unsurlar olarak ele alan bir eleştiri
yaklaşımı, anlayışı olarak tanımlanabilir (Das 2005: 24-25).
In relation with technical and technological progress that have made the
communication between places faster and more frequent, the conception of home
represents a significant issue in twentieth and twenty-first centuries. Home, a
conceptual notion designating a central place for human living, refers to a
symbolic place which is also related to terms like identity, culture and
personality. The notion of home embodies particular conditions regarding the
relation between human being as perceiver subject and place as perceived
object. By choosing New Criticism as the method to approach the contemporary
literary works selected for the development of this work[1] after
their potential quality to be part of a “travel literature theory”, this paper
aims to constitute a definition of place from the perspective of literary
travelers who carry out considerations about the signification of place from
their own personal experiences that are taken place in elsewhere, in
other-place, in places situated far from home, far from the ordinary, the
familiar, the known. Realized in situations and conditions being independent
from each other, those experiences, through their complementary or supporting
quality which is reported inside literary works in forms of definitions and
approaches, will help to reveal several aspects concerning the conception of
home which reflects a particular spatial reality. In this respect, the result
of this work will show that all kind of judgement about a definition of home is
at the same time adequate and inadequate due to complexity of conception of
place.
[1] For this
article, are chosen six literary works written in three languages (French,
Turkish or English) and published in different periods of twentieth and
twenty-first centuries. Those works, belonging to six literatures from five
continents, relate individual travel experiences realized in countries and
continents different from each other, have been created by writers who
represent a diversity of cultural identities. Readers can find in those works
conceptual, intellectual, individual and romanesque approaches related to
question of place. According to their first publication dates, those works are:
Terre des hommes, Antoine de
Saint-Exupéry (France, 1939); On the road,
Jack Kerouac (United States of America, 1957); L’Africain du Groenland, Tété-Michel Kpomassie (Togo, 1981); Le poisson-scorpion, Nicolas Bouvier
(Switzerland, 1982); Başka Yollar,
Enis Batur (Turkey, 2002); Towards
Another Summer, Janet Frame (New Zealand, 2007 *Post-mortem publication).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 4 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 40 |
Selcuk University Journal of Faculty of Letters will start accepting articles for 2025 issues on Dergipark as of September 15, 2024.