Mekânsal düzenlemeler, kentsel ya da mimari olsun, tarih boyunca ve değişik kültürlerde, kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği kuvvetlendirecek biçimde ortaya çıkmıştır. Toplumsal cinsiyet rolleri kadın ve erkeğin kent mekânını farklı deneyimlemesine sebep olmuş, kamusal alanlar erkek ağırlıklı kullanıma ayrılırken, kadın özel alanla ilişkilendirilmiştir. 21. yüzyıla gelene kadar mekânsal uzam açısından kadın ve erkek arasında bir eşitlikten söz edilmesi mümkün olmamıştır. Geleneksel kültürlerde kamusal alanda kadının görünürlüğü genellikle sınırlıyken, yerel topluluklar bazında kadınlara özel kamusal mekânlar bulunabilmektedir. Anadolu’da yaygın olarak kullanılan tandır fırınları bu türden cinsiyetlendirilmiş mekânlara örnek olarak gösterilebilir. Bu çalışma kapsamında incelenen Yalvaç mahalle fırınları ise ekmek pişirme tekniği bakımından Anadolu’daki benzerlerine göre farklılık göstermektedir. Üretim taş fırınlarda yapılırken, fırıncılık mesleği anneden kıza geçen bir sanat olarak Yalvaç kültüründe önemli bir yere sahiptir. Çalışmada Yalvaç yaşam kültüründe geleneksel mahalle fırınlarının geçmişten günümüze geçirdiği dönüşümler ele alınmaktadır. Literatür taraması, saha çalışması ve yarı yapılandırılmış görüşmeler ile çalışma verileri elde edilerek değişkenler arası bağımlı ilişkiler yorumlanmıştır. Kentsel yapılı çevre ve sosyo-ekonomik yapıda zaman içinde meydana gelen değişimlerin, mahalle fırıncılığı geleneğini yok olma noktasına getirdiği görülmüştür. Yapılan değerlendirmeler, halihazırda bu kültürün yaşatılması için yürütülen güncel çalışmalara katkı sağlayabilir.
Kadın kamusal alan cinsiyetlendirilmiş mekânlar toplumsal cinsiyet yerel fırınlar
Spatial regulations, whether it is urban or architectural, appeared in a way to intensify the inequality of women and men throughout the history and in different cultures. Gender roles caused man and woman to experience the urban space differently. Whilst public sphere is reserved predominantly for the use of men, women were associated with private sphere. Until 21st century, it was not possible to speak of an equality of men and women in the sense of spatial extent. Although women’s apparency in public sphere is usually confined in traditional cultures, public spaces specific to women can be found based on local communities. Earth ovens prevalently used in Anatolia may exemplify this kind of gendered spaces. In case of neighborhood bakeries of Yalvac, which is examined within the scope of this study, it differs from its counterparts in Anatolia in terms of bread cooking style. Whereas the production is carried out in masonry ovens, bakery profession takes an important place in Yalvac culture as being a workmanship handed down by mothers to their daughters. In this study, transformations throughout the history of traditional neighborhood bakeries in Yalvac cultural life is examined. By acquiring data through literature review, on-site evaluations and semi-structured interviews, dependent relationships between variables are interpreted. It is observed that emerging changes in build-up area and socioeconomical structure in time caused the tradition of neighborhood bakery to face extinction. Evaluations carried out in this study might contribute to current actions performed to sustain this culture.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe, Sosyoloji, Psikoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 45 |
Selcuk University Journal of Faculty of Letters will start accepting articles for 2025 issues on Dergipark as of September 15, 2024.