Cumhuriyetimizin kuruluşundan 1980’li yıllara kadar ülkemizin özel kesimdeki teknik ve sermaye yetersizliği, Devleti sürekli olarak ekonomik hayatın içinde olmaya zorlamıştır.
Devletin bu faaliyetleri, daha çok kamu hizmeti olarak nitelendirebileceğimiz savunma, güvenlik, eğitim, sağlık ve ulaştırma alanlarından başlayarak, ekonomik alana doğru genişlemiştir.
Devlet ile kamu hizmeti işletmeleri arasındaki ilişkiler çok sıkı bir şekilde talimatlar ve denetimler tarzında yürütülmesine karşın, iyi işletmecilik sisteminin oluşturulamaması nedeniyle işletmeler sürekli zarar etmiş ve kamu bütçesi açık vermiştir.
Bu büyük zararlar, devletin bu işlerden çekilmesi zaruretini doğurmuş ve bu bağlamda da geniş anlamıyla “özelleştirme” olarak nitelenen politikalar yani Devleti küçültüp kamu kesimini daraltmaya yönelik çabalar ağırlık kazanmıştır.
İdarede yeni rasyonellik arayışı, birtakım kamu hizmetlerinin özel kişilere gördürülmesi uygulamalarını da yaygınlaştırmaya başlamış, bu konuda bilinen klasik yöntem olan “Kamu Hizmeti İmtiyazı” dışında yeni yöntemler arayışına gidilmiştir.
Biz bu çalışmamız çerçevesinde, kamu hizmeti kavramı, kamu hizmetinin görülme usulleri, 1980’li yıllardan sonra gündeme gelen Yap
- İşlet - Devret modeli, modelin hukukî yapısı ve bu modelden kaynaklanan uyuşmazlıkların yargısal çözümü üzerinde duracağız.
YAP ; İŞLET ; DEVRET SÖZLEŞMELERİNİN HUKUKİ MAHİYETİ ; YARGISAL DENETİMİ
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Mayıs 2014 |
Gönderilme Tarihi | 31 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1999 Cilt: 1 Sayı: 2 |
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.