5510 sayılı Kanun’da idari para cezasını gerektiren birçok
hal düzenlenmiştir. Çalışmamızda, bu idari para cezalarından
olan işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinin kanuna uygun
verilmemesinden kaynaklanan idari para cezaları özelinde alt
işverenin, asıl işverenin ve işveren vekilinin sorumlulukları
ele alınmaya çalışılmıştır. Bu yapılırken gerek 506 sayılı
Kanun gerekse 5510 sayılı Kanun döneminde öğretide yapılan
değerlendirmeler, Yargıtay içtihatları ve SGK tarafından
iç işleyişi düzenlemek amacıyla çıkarılan genelgelerden
yararlanılmıştır. Çalışmada öncelikle, işverenlerin bu idari
para cezalarının muhatabı olmasına dayanak mevzuat
hükmüne işaret edilmiş ve ardından tüzel kişi işverenin bu
idari para cezalarından sorumlu olabilmesinin hukuki zemini
ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ardından alt işveren-asıl
işveren ilişkisinin varlığı durumunda, bu idari para cezasının
muhatabı olup olamayacakları ve tesis edilen idari para
cezasının tahsilinden sorumluluk durumları ortaya konulmaya
çalışılmıştır. Son olarak da işveren vekilinin bu idari para
cezalarından sorumluluğu ele alınmıştır. İşveren vekilinin
sorumluluğu ile ilgili inceleme yapılırken 506 sayılı Kanun
dönemine ilişkin durum detaylı olarak incelenmiştir. Zira
bu husus, 5510 sayılı Kanun döneminde öğretide detaylı
olarak incelenmemiş olup aynı zamanda konuya ilişkin yol
gösterici nitelikte bulunan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun
25.09.1996 tarihli kararı bu Kanun dönemine ilişkindir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyal Güvenlik |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 20 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |