Mültecilerin eğitim hizmetlerine erişim sorunu 2011 yılından itibaren Suriyeli mültecilerle birlikte görünür hale gelmiştir. Nitekim bunun bir sonucu olarak uluslararası ve geçici koruma altındaki mültecilerin temel eğitim hizmetlerine erişim hakkı 2013 yılında kabul edilen Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanun’u (YUKK) ile düzenlenmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte Türkiye'de hukukî olarak farklı katagorilerde yer alan Uluslararası Koruma (UK) ve Geçici Koruma (GK) kapsamındaki mültecilerin eğitim hizmetlerine erişimleri de farklılık göstermektedir. Suriyeli mültecilerin eğitim hizmetlerine erişimleri, Türk Eğitim Sisteminde Çocuklar İçin Kapsayıcı Eğitimin Desteklenmesi Projesi (PIKTES) kapsamında sağlanırken UK kapsamındaki mültecilerin eğitime katılımı hususunda herhangi bir öncelik ya da farklılık bulunmamaktadır. Bu ikili kategori uygulamada ayrımcılığa neden olabilmektedir.
Araştırmada yöntem olarak nitel yöntem benimsenmiş, yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşme tekniği kullanılmıştır. Geçici ve uluslararası koruma altındaki 5 mülteci ile 9 eğitim çalışanları arasında saha çalışmasına dayalı olarak gerçekleştirilen bu çalışma, eğitim hizmetlerine sınırlı erişim sorununu ve hizmetlerin yalnızca resmi görünürlükte kalması durumunu incelemeye odaklanmıştır. Mültecilerin, eğitim hizmetlerine erişimde hak temelli ve tanımlanmış standart bir süreç olmamasından yakındıkları görülmüştür. Mültecilerin eğitim haklarına erişimde tanımlanmış standart süreçlerin olmaması ve eğitim çalışanlarının inisiyatifine bırakılması, mültecilerin kırılganlıklarını daha da arttıran bir durumdur. Diğer sorunların yanı sıra eğitim çalışanlarının belge eksikliği, dil bilgisi eksikliği, prosedür bilgisi eksikliği gibi nedenlerle mevcut sorunların çözümüne katkı sağlamayıp genellikle olumsuz tutum takındıkları görülmüştür. Mevzuattaki engellerin ve uygulamadaki belirsizliklerin bu durumu daha da kötüleştirme eğiliminde olduğu açıktır. Mülteciler de bu sorunların üstesinden gelebilmek için ya çocuklarını okula göndermemeyi seçmekte ya da eğitime katılan çocuklar sınıflarda yokmuş gibi davranarak görünmez olmaya çalışmaktadırlar.
Çalışma sonucunda önerilen ise mülteci çocukların ilk olarak ülkeye geldiklerinde yaş gruplarına ayırılarak temel Türkçe eğitimi almalarını sağlamak adına MEB’e bağlı okullarda yine yaş gruplarına özel birimlerin kurulmasıdır. Mülteci çocukların ilk aşamada Türkçe hazırlık kursları, oryantasyon gibi hem eğlendiren hem de Türkçe dilini öğreten etkinlikler yapmaları önemli bir adım olarak önerilmektedir. Türkçe eğitim veren birimlerde eğitim verecek öğretmenlerin mülteci çocuklar ile aynı dili bilen kişilerden seçilmesi ve Türkçe yeterliliklerini aldıktan sonra mülteci çocukların Türkçe eğitim veren sınıflara eklenmesidir.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Göç Sosyolojisi, Kent Sosyolojisi ve Toplum Çalışmaları |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 27 Kasım 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 28 Kasım 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 4 Haziran 2024 |
| Kabul Tarihi | 29 Temmuz 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 2 |