Soğuk savaş sonrası dünya genelinde yükselişe geçen Kitle İmha Silahları (KİS) ve bu silahları edinmek için aktörlerin girdiği ‘silahlanma yarışı’ kısa veya uzun vadeli birçok tehlikeyi barındırmaktadır. Kimyasal silahlar, bir kitleyi imha etmeyi amaçlayan teknoloji kullanarak insan yaşamına ve ekosisteme ciddi hasarlar vermesi olarak yorumlanmaktadır. Devletler ve devlet dışı aktörler silahlanma yarışına girerken bir yandan da silah satışı yapan kurumlar veya siyasi aktörler ekonomik açıdan fayda sağlamaktadır. Bu makalede Orta Doğu’da KİS varlığı kabul edilen, elde etmek isteyen ve resmi olarak kabul edilmese de olduğu bilinen İsrail, Irak, İran ve Suriye bölgesel aktörlerinin uzak ve yakın dönem faaliyetleri, bu faaliyetlerin Orta Doğu siyasetine etkileri ve stratejik derinlik konumunda bulunan Türkiye’nin bu faaliyetlerden ne derece etkilendiği ele alınmaktadır. Türkiye nükleer silahsızlanmanın güçlü bir destekçisidir ve nükleer silahların olmadığı bir dünya için mücadele etmektedir. Ülke, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine yönelik çabaları desteklemektedir ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması Gözden Geçirme Konferansı gibi uluslararası sosyal sorumluluk ve güvenlik faaliyetlerine katılmıştır. Bulunduğu tehlikeli durumdan dolayı Türkiye aslında bir noktada bu politikaları izlemek zorunda bırakılmıştır.
Kitle İmha Silahları Orta Doğu Türkiye Terörizm Nükleer Caydırıcılık Silahlanma
Weapons of Mass Destruction (WMD), which have been on the rise across the world in the post-Cold War era, and the 'arms race' that actors are engaged in to acquire these weapons pose many short- and long-term dangers. Chemical weapons are interpreted as causing serious damage to human life and ecosystems by using technology aimed at destroying a mass of people. While states and non-state actors engage in an arms race, organizations or political actors that sell weapons benefit economically. This article discusses the near and far term activities of regional actors Israel, Iraq, Iran and Syria, which are acknowledged to have WMDs in the Middle East, those who want to acquire them and those who are not officially recognized as having them, the effects of these activities on Middle East politics and the extent to which Turkey, which is in a position of strategic depth, is affected by these activities. Turkey is a strong supporter of nuclear disarmament and fights for a world without nuclear weapons. The country supports non-proliferation efforts and has participated in international social responsibility and security activities such as the Nuclear Non-Proliferation Treaty Review Conference. Due to its dangerous situation, Turkey was actually forced to follow these policies at some point.
Weapons of Mass Destruction Middle East Turkey Terrorism Nuclear Deterrence Armament
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ortadoğu Çalışmaları |
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Temmuz 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 30 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |