Aynanın ilk zamanlardan günümüze kadar insan
hayatındaki önemi açıktır. Bu önemin aynanın kazandığı metaforik anlamlarla
ilişkili olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda birçok disiplin içerisinde yer bulan
aynanın, edebiyat, felsefe, psikoloji ve tasavvuf gibi alanlarda da imgesel ve
simgesel düzlemlerde yer aldığı görülmektedir. Bizim çalışmamızdaki amacımız da
Türk şiirinde doğrudan “ayna” olarak kullanılan nesneyi pratik, simgesel ve
imgesel boyutları ile inceleyerek “ayna”ya bir anlam alanı oluşturmaktır.
Çalışmamızın problemini ortaya koymak ve önemini gösterebilmek için 1920-1950
yılları arasındaki Türk şiirinde kullanılan “ayna” nın, geçmişi işaret ederek
hafıza özelliği kazandığı şiirleri inceledik. Tanpınar, Kısakürek ve Dıranas’a
ait olan bu şiirleri çalışmamızın amacı doğrultusunda çözümleyebilmek için
kuramsal ve eleştirel bağlamda literatür taranmış ve giriş bölümünde kavramsal
bir çerçeve kurulmuştur. İncelenen şiirlerde dikkat çeken görüntü ayna
karşısındaki şair öznelerdir. Bu şair öznelerin aynadaki kendi nesneleri
üzerinden sevgiliyi, benliği, pişmanlıkları görerek zihinlerinde geçmiş
yaşantılarını canlandırdıkları; hayatı, geçen zamanı ve ölümü düşünerek aynaya
bir hafıza mekân özelliği yükledikleri tespit edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | 2018 |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 41 |
Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırmaları Dergisi (SOBBİAD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı CC BY-NC 4.0 ile lisanslanmıştır.