Gerçek bilim (true-science), yanlış-taklit-sözde bilim (pseuodoscience) ve bilimsilik (bilimperestlik-scientisim) tarafından kuşatılmış olduğundan bilimsel yayınların “bilimselliğin” ölçütlerini taşıdığının kanıtlarını sunması giderek önem kazanmaktadır. Ancak, bilimin ölçütlerinin ne olduğu konusunda tam bir fikir birliği bulunmamakta; ayrıca, Merton ve benzerleri tarafından önerilen ölçütlerin çoktan terk edilmiş olduğu eleştirilmektedir. Taklit-bilim ve bilimsilik “gerçek bilimi” taklit etmede o kadar ustalaşmıştır ki bilimsel mecradaki yayınlarda izlendiği iddia edilen süreçlere, analize ve ifadelere bakarak hangisinin bilim hangisinin taklit-bilim olduğunun ayrımını yapmak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bilim, taklit bilim ve bilimsilik farkını kavramak acil bir öneme sahiptir. Bilimin ne olduğu hakkında bilgi sahibi olunmaması durumunda araştırma, eğitim, sağlık, politika, hukuk, turizm, vb biçok alandaki uygulamaların taklitbilimden etkilenme olasılığı yükselecektir (örneğin, iklim değişikliği politikaları, sağlık ve eğitim hizmetleri bilimdışından elde edilenlerle şekillenebilecektir). Bir araştırmacının bir epistemik cemaatin örf ve adetlerini taklit ederek yaptığı bilimsel bilgi pratiği ürettiğinin bilimsel olmasını garantileyemez. Neyin güvenilir neyin güvenilir olmayan bilgi kaynağı olduğundan öteye geçebilmek için bilim, taklit bilim ve bilimsilik ayrımı konusuna dikkat çekmek gerekmektedir. Genç akademisyenlere taklit-bilim ve bilimsilik hakkında süregelen tartışmalar hakkında farkındalık kazandırmak, dolaşımda olan her enformasyonu bilimsel olarak kabul edip etmemeyi tartışmalarını sağlamak bu nedenle bir zaruriyettir. Bir sosyal gerçekliği aramayı-bulmayı-anlamayı-açıklamayı amaçlama, bu amaç doğrultusunda bilgi yüklü-teoriye dayanarak hipotezler önerme, bu hipotezleri test etme, sonuç çıkarsama, sonuçları eleştirme, dışarıdan gelen ilgili bilgileri kabul etme ya da ret etmek ve süreçte kendi kısıtlarının farkına var(ma)mak, bu sürece dayanarak üretilen sonucu bilimsel kılar mı? Bilimseli bilimsel olmayandan ayıran nedir ve biz bu ölçütlerin ne kadar farkındayız? Örneğin, yeterince kanıt sunmadan bilgi yüklü-teorinin desteklendiğini veya desteklenmediğini belirtmek bilim mi yoksa taklit-bilim midir? Genelde tek defalık çalışmalarla bilgi yüklü- teorinin desteklendiği iddia edilse de kimine göre (örneğin, Popper) bir teorinin desteklenmesi ancak ciddi bir yanlışlama girişiminin sonucunda iddia edilebilir (örneğin birden fazla seri çalışmayi gerektirir). Sıfır hipotezinin -ki kurulmasından testine kadar mevcuttaki pratik dikkatlice sorgulanmalıdır- üstünkörü testine dayanan yüzeysel yanlışlama geleneğine bakıldığında araştırmalarda bilimsel bağlamda ciddi bir yanlışlama yapılmakta mıdır? Bir araştırma öntest içermiyorsa, tek defalıksa, devşirme anketlere dayanıyorsa, tekrarlanması durumunda benzer sonuçları çıkarmakta beceriksiz ise, genelde savlanan hipotezler hep desteklenmişse, örneklem teoriyi/hipotezleri desteklemesi için seçilmişse, hipotezler analizden sonra kuruluyor ise, analizler yanlı ve yanlış yapılmış ve başkalarına kapalıysa, örneklem temiz sonuç için temizlenme işlemine tabi tutulmuşsa (örneğin uç değerler normal dağılım uğruna yok edilmişse); çürütücü deliller göz ardı edilmişse, aksi yöndeki teoriler açıklamalarda kullanılmıyorsa, sadece yakın tarihli çalışmalar okunuyor eski yayınlar dahil edilmiyorsa, atıf yapılan çalışmanın orijinali ve tamamı okunmuyorsa, elde edilen ilerletici-iyileştirici bilgi değil bilinenin tekrarı ise vb., … bunlara rağmen bu araştırma en prestijli dergide yayın olarak yer bulduysa yapılan “gerçek” mi yoksa “taklit” bilim midir?
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Rekreasyon, Tatil ve Turizm Coğrafyası |
Bölüm | Olgu Sunumu |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Mart 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |