19. Yüzyıldan Günümüze Arzuhalciler: Oryantalist Resimler Paralelinde Tarih ve Sosyolojik Arka Plan Arzuhal, halktan kişilerin padişaha, devlet dairelerine yönelik yazdığı istek ya da şikayet mektupları; arzuhalci de, okuma yazma oranının düşük olduğu dönemde bu mektupları yazarak para kazanan kişidir. Dolayısıyla arzuhalcilerin, kanunları ve kuralları iyi bilmesi, doğru, akıcı ve kuvvetli bir ifadeye sahip olması, güvenilir bir insan olması gerekmektedir. Arzuhalcilerin, bu tür resmi arzuhaller dışında özel mektupları da kaleme aldıkları görülmektedir. Batılı gezginlerin anılarında, günlüklerinde ve seyahatnamelerinde sözü geçen arzuhalciler, Oryantalist resimde de karşımıza çıkmaktadır. Tüm bunlarda, kadınların ön planda olması dikkat çekicidir ve kadınların eğitim konusunu, toplumsal yaşamdaki yerini ve bir anlamda estetik görünümünü akla getirmektedir. Diğer taraftan Türk edebiyatında, şarkılarında ve resminde de arzuhalciler görülmektedir. 1928’de Latin alfabesine geçilmesi ve eğitimin yaygınlaşması ile arzuhalcilere duyulan gereksinim gittikçe azalmıştır; ama günümüzde özellikle adliye binaları yakınında varlıklarını sürdürmektedirler
The paper written by a single person or a group of people to the government bodies about declarations, demands, complaints is called “arzuhal” (petition). For illiterate people or the ones who don’t know the proper style of a petition, these are written by an “arzuhalci” (scrivener) who makes his living by this way. So they are supposed to know law and rules, legible in writings, have a fluent, correct and strong expression, and also be honest and reliable as a person. Besides, personal letters to the parents, spouses, brothers and sisters, friends and lovers are also written by scriveners. Looking at the scriveners in orientalist paintings, we observe that they are especially visualised with their women clients in most cases. By pointing at these paintings I will be trying to reach to the conclusion that the reason for these painters interests in the subject is attributable not only to their interest in showing men and women together in the same painting but also their wishes to point out the low literacy rate in the community, the women’s role in public and their desires to have their private letters scribed. Even though the scriveners are observed a lot in the Turkish stories, novels, poems, and songs, their appearance in Turkish paintings are not very many. After the declaration of Turkish Republic, with the acceptance of Latin alphabet in 1928 and the great advances in education of the people, the works and the importance of the scriveners are started to decline
Diğer ID | JA74TU23BJ |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ocak 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 11 Sayı: 18 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.