Bu çalışmada gelir dağılımda adaletsizlik ve yoksulluk için önemli bir etken olma potansiyeli olan asgari ücret düzeyi seçimi Türkiye örneği üzerinde incelenmiştir. Türk hükümeti son iki seçimde gündeme gelen asgari ücret düzeyi konusunda önemli bir adım atarak bu ücreti %30 (1.000 TL’den 1.300 TL’ye) artırma kararı almıştır. Yakın geçmişe dönüp bakıldığında da asgari ücretin her yıl belli bir oranda (özellikle de 2004 ve 2008’de hızlı bir şekilde) artırılarak Türkiye’de artan ulusal gelirden gerekli payını aldığı ortaya çıkmaktadır. Planlanan artış ise son 14 yıllık artış trendinin üzerinde olacak olmasına rağmen başta Avrupa Birliği, OECD üye ülkeleri olmak üzere belli başlı ülke grupları ile Türkiye verileri karşılaştırıldığında yetersizliğin devam edeceği anlaşılmaktadır. Karşılaştırmalar Türkiye’de asgari ücretin satın alma gücü paritesi de dikkate alındığı halde üç kat daha düşük olduğunu ve bu düşük ücrete maruz kalanların ise üç kattan da daha fazla olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, bir yandan ücret artışlarının işgücü piyasasına ters etkileri dikkate alınıp ücret farklılaştırmasına gidilmesi, diğer yandan asgari ücret üzerinden vergi ve benzeri yüklerin indirilmesi ve asgari ücretlinin yaşam düzeyini artıracak diğer kamu yardımlarının koordineli bir şekilde artırılması gereği ortaya çıkmaktadır.
Bu çalışmada gelir dağılımda adaletsizlik ve yoksulluk için önemli bir etken olma potansiyeli olan asgari ücret düzeyi seçimi Türkiye örneği üzerinde incelenmiştir. Türk hükümeti son iki seçimde gündeme gelen asgari ücret düzeyi konusunda önemli bir adım atarak bu ücreti %30 (1.000 TL’den 1.300 TL’ye) artırma kararı almıştır. Yakın geçmişe dönüp bakıldığında da asgari ücretin her yıl belli bir oranda (özellikle de 2004 ve 2008’de hızlı bir şekilde) artırılarak Türkiye’de artan ulusal gelirden gerekli payını aldığı ortaya çıkmaktadır. Planlanan artış ise son 14 yıllık artış trendinin üzerinde olacak olmasına rağmen başta Avrupa Birliği, OECD üye ülkeleri olmak üzere belli başlı ülke grupları ile Türkiye verileri karşılaştırıldığında yetersizliğin devam edeceği anlaşılmaktadır. Karşılaştırmalar Türkiye’de asgari ücretin satın alma gücü paritesi de dikkate alındığı halde üç kat daha düşük olduğunu ve bu düşük ücrete maruz kalanların ise üç kattan da daha fazla olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, bir yandan ücret artışlarının işgücü piyasasına ters etkileri dikkate alınıp ücret farklılaştırmasına gidilmesi, diğer yandan asgari ücret üzerinden vergi ve benzeri yüklerin indirilmesi ve asgari ücretlinin yaşam düzeyini artıracak diğer kamu yardımlarının koordineli bir şekilde artırılması gereği ortaya çıkmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Ocak 2016 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 24 Sayı: 27 |