Hukukumuzda, devlet idaresi, kamu düzeni, genel sağlık ve ekonomiye ilişkin kabahat niteliğindeki fiillerin yaptırımı idareye bırakılmış, ancak idarenin bütün tasarruflarına karşı da kanun yolu açılmıştır. Kanun koyucu bireyin, idarenin tüm eylem ve işlemlerine karşı gerek adli ve gerekse idari yargı yerlerine başvurabilmesinin yollarını öngörmüştür.
Kabahatler Kanunu, idari yaptırımlara karşı “başvuru” ve “itiraz” olmak üzere iki yargı yolu düzenlemiştir. Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinde, idare veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen idari yaptırım kararına karşı on beş gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulmasını “başvuru”; 6217 sayılı Kanun ile değişik 29. maddesinde ise, başvuru üzerine sulh ceza mahkemesinin verdiği karar ile bir mahkemenin doğrudan verdiği idari yaptırım kararına karşı CMK 268/3. maddede belirtilen mercilere başvurulmasını da “itiraz yolu” olarak düzenlemiştir. Çalışmamızda idari yaptırım kararlarına karşı kural olarak ilk aşamadaki kanun yolu olarak öngörülen başvuru yolu ele alınmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ceza Hukuku |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 2 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 18 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |