Bu çalışmada özellikle Almanca kaynaklarda “insan onuru”
kavramının gelişimi felsefi, teolojik ve anayasal sistem açısından incelenmesi
amaçlanmıştır. Alman öğretisinin antik yunan düşüncesi, Hristiyan öğreti ve
aydınlanma felsefesinden etkilenmesi bu noktalara işaret etmeyi zorunlu
kılmaktadır. Konunun felsefi yanı bir tarafa ortaya çıkan yeni teknolojiler,
sosyal devletin maruz kaldığı yıpranma ve sivil gruplar arasında gelişen yatay
düzeyde insan hakkı ihlalleri insan onurunu yeniden düşünmek gerektiğini
göstermektedir.
Liberal öğretinin yeniden tek egemen ideoloji haline
gelmesi, savaş ve yayılmacılığın haklılaştırmaya çalışıldığı tek kutuplu
dünyada bazı insani değerleri göz ardı edildiği endişelerine hak verecek yönde
gelişmektedir. Devletler arası ilişkilerde sömürgecilik dönemini andıran
tablolar bu endişelerin haklılığını göstermektedir. Daha önemlisi insan
haklarının sadece (adı konmadan) üstünlük iddialarını tarihsel kökeninde örtük
şekilde bünyesinde barındıran kültür çevrelerine özgülenmesi, bu kültür çevresi
dışında kalan dünya bölgelerine ön yargılı yaklaşmayı teşvik edici işlev
görmektedir. Bu durum klasik temel hakların bile uygulamada zayıflamasına sevk
edecek ip uçlarını bünyesinde barındırmaktadır.
Konuya iç hukuk açısından bakıldığında ortaya çıkan yeni
tablo devleti birey karşısında özellikle sosyal haklar konusunda daha umursamaz
davranmaya cesaretlendirmektedir. Konunun Almanca kaynaklarla sınırlı
tutulmasında amaç, belli bir öğreti çerçevesinin bakış açısını daha açık
şekilde ortaya koyma ana fikrine dayanmaktadır.
İnsan Onuru Kilise öğretisinde insan onuru Weimar Anayasası sosyal haklar Bonn Anayasası
Konular | Hukuk |
---|---|
Bölüm | KAMU HUKUKU |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 |