Yakalama ve
gözaltına alma koruma tedbirleri kural olarak kişi özgürlüğünün hakim kararı
olmaksızın kısıtlanmasıdır. 5271 sayılı CMK’nın 90 ve devamı maddelerinde
düzenlenen yakalama, Kanunda öngörülen koşulların gerçekleşmesi durumunda kişi
özgürlüğünün herkes tarafından veya kolluk tarafından hakim kararı olmaksızın
kısıtlanabilmesini ifade etmektedir. 5271 sayılı CMK yakalamayı herkes
tarafından gerçekleştirilebilecek ve kolluk tarafından gerçekleştirilebilecek
yakalama ayırımına göre düzenlemiş ve koşullarını belirlemiştir. Herkes
tarafından yakalamanın gerçekleştirilebilmesi için, 1) kişiye suç işlerken
rastlanılması veya 2) suçüstü fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması
olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması
durumlarından birisinin gerçekleşmesi ve eğer şikayete bağlı bir suç söz konusu
ise, çocuklara, beden veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz
bulunanlara karşı işlenen suçüstü hali dışında şikayet koşulunun gerçekleşmesi
gereklidir. Kolluk, herkesin yakalama yetkisinin bulunduğu durumlarda yakalama
yetkisine sahip olduğu gibi; özel olarak tutuklama kararı veya yakalama emrinin
düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde; Cumhuriyet
Savcısına veya amirlerine derhal başvurma olanağı bulunmadığı takdirde,
yakalama yetkisine sahiptir. Şikayet koşulu açısından söylenenler kolluğun
yakalanması açısından da geçerlidir. CMK, yurt dışında kaçak olan kimse
dışındaki kaçak dışında gıyabi tutuklama kararına yer vermediğinden, “yakalama
emri” kurumunu ve kolluğun bu emre dayalı yakalamasını düzenlemiştir.
Gözaltına alma,
yakalandıktan sonra Cumhuriyet Savcısınca serbest bırakılmayan kişinin Kanunda
belirtilen koşulların varlığı durumunda, gözaltına alma bağlamında
gerçekleştirilecek soruşturma işlemleri tamamlanıncaya kadar ve herhalde
kanunda kabul edilen sürelerin sonuna kadar özgürlüğünün Cumhuriyet Savcısının
kararıyla kısıtlanmasıdır. CMK, kolluğun, yakalanan kimseyi kendiliğinden
gözaltına almasını kabul etmeyip, bu konuda karar verme yetkisini Cumhuriyet
Savcısına bıraktığı gibi; gözaltını, yakalanan kimsenin içinde bulunduğu
hukuksal statü olarak değil, kendine özgü koşulları olan ayrı bir koruma
tedbiri olarak düzenlemiştir. Buna göre, yakalanan kimsenin gözaltına
alınabilmesi için, 1) gözaltına almanın soruşturma yönünden zorunlu olması ve
2) kişinin bir suçu işlediğini düşündürebilecek emarelerin varlığı gereklidir.
CMK gözaltı süresini, yakalananın yakalama yerine en yakın hakim önüne
gönderilmesi için zorunlu süre hariç yakalanma anından itibaren 24 saat olarak
kabul etmiştir. Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki
güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle, Cumhuriyet Savcısı gözaltı
süresini her defasında bir günü geçmemek üzere üç gün süreyle uzatılmasına
yazılı olarak emir verebilir. CMK, 141 vd. maddelerinde kanuna aykırı yakalama
hallerinde tazminat talep edilmesi ve bu talebin karara bağlanması sürecini de
düzenlemiş bulunmaktadır.
Yakalama Gözaltına alma Yakalamanın herkes tarafından gerçekleştirilmesi Yakalamanın kolluk tarafından gerçekleştirilmesi Koruma tedbiri
Konular | Hukuk |
---|---|
Bölüm | KAMU HUKUKU |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 |