After the devastation of the Second World War, the Western European countries endeavored to rebuild their political and social structures in alignment with liberal and democratic values while concurrently pursuing economic development. In the 1950s, the Western European countries followed a liberal-oriented approach about migration policies because of economic imperatives. However, this approach started to change owing to economic recessions in the 1970s and the restrictive policies prevailed. The restrictive policies continued after the end of the Cold War and reached their peak during the refugee crisis in the 2010s. One of the most important indicators of the restrictive policies in the EU was the Readmission Agreement that was signed with Türkiye in 2013. This study aims to evaluate the EU-Türkiye Readmission Agreement within the historical and intellectual context of the transformation of migration policies in Europe. The study utilises the institutionalist approach which focuses on factors such as legal regulations, agreements and policies. The study aims to contribute to the literature by analyzing the intellectual and historical background of the Readmission Agreement between the EU and Türkiye. The study concludes that migration policies in Europe diverge significantly from democratic/liberal values and are instead dominated by a security-oriented approach. The Readmission Agreement, signed at a time when the EU was criticizing Turkey for authoritarianism and human rights abuses, demonstrates the EU’s pragmatic attitude towards migration. Additionally, these policies weaken the EU's position on a global scale.
Europe Migration Movements Liberal Approach Security Approach Readmission Agreement Türkiye
Batı Avrupa ülkeleri, İkinci Dünya Savaşı’nın oluşturduğu yıkımı düzeltebilmek adına bir taraftan ekonomik bir atılım gerçekleştirirken diğer taraftan demokrasi ve liberal değerler ekseninde siyasi ve toplumsal yapısını yeniden inşa etmeye çalışmıştır. 1950’li yıllarda Batı Avrupa ülkeleri, ekonomik zorunluluklar nedeniyle göç hareketleri konusunda özgürlükçü bir yaklaşım benimsemiştir. Fakat bu yaklaşım, 1970’li yıllardaki ekonomik durgunluk döneminde değişmiş ve güvenlikçi eğilimler ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bu yaklaşımlar, Soğuk Savaş sonrası artan düzensiz göç ve sığınma hareketliliği nedeniyle devam etmiş ve 2010’lu yıllardaki sığınmacı krizi ile had safhaya çıkmıştır. AB tarafından izlenen güvenlikçi politikaların en önemli yansımalarından birisi 2013 yılında Türkiye ile imzalanan Geri Kabul Anlaşması’dır. Çalışma, Avrupa’daki göç politikalarının dönüşüm sürecinde AB-Türkiye arasındaki Geri Kabul Anlaşması’nın konumunu düşünsel ve tarihsel bağlamda değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada yasal düzenlemeler, anlaşmalar ve izlenen politikalar gibi teoriden daha çok pratiğe yaslanan faktörleri konu alan kurumsalcı yaklaşımdan faydalanılmıştır. Çalışma AB-Türkiye arasındaki Geri Kabul Anlaşması’nın düşünsel ve tarihsel alt yapısını analiz eden özgün tarafıyla literatüre katkı sağlamayı hedeflemektedir. Çalışmanın sonucuna bakıldığında, Avrupa’da göç konusunda izlenen politikaların demokratik ve liberal değerlerden uzak olduğu ve güvenlikçi yaklaşımların daha ağır bastığı görülmektedir. AB’nin Türkiye’ye otoriterlik ve insan hakları konusunda eleştiri yaptığı bir dönemde imzalanan Geri Kabul Anlaşması, AB’nin göç konusundaki pragmatist tutumunu göstermekle birlikte küresel ölçekteki imajını zayıflatmaktadır.
Avrupa Göç Hareketleri Özgürlükçü Yaklaşım Güvenlikçi Yaklaşım Geri Kabul Anlaşması Türkiye
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Siyaset Bilimi (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 25 Ağustos 2023 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 56 |