Televizyon, toplumsal gerçekliği kendine has bir
temsil formuyla yeniden yapılandırmaktadır. Bazı televizyon içerikleri aleni
bir kurgusal nitelik taşırken, bazı içeriklerde gerçeklik ile kurguyu ayıran
çizginin belirsizleştiği görülmektedir. Realite programlar bu bağlamda,
kurgusallığı gerçek kişiler ve olaylar üzerinden üretme iddiasıyla, gerçek ile
kurgunun iç içe geçtiği bir yanılsama yaratmaktadır. Son dönemlerde yayın
kuşaklarını fazlasıyla dolduran bu formatlar, televizyonculuk pratiklerinin en yaygın
türlerinden birini oluşturmaktadır. Bu çalışma, medyatik ya da tele-gerçeklik
ile realite programlar arasındaki belirlenimci ilişkiyi kurgusal toplumsallık
ve kimlik üretimleri üzerinden açıklamaktadır. Salt bir gerçeklik-kurgu
karşılaştırması yerine, ekrana yansıyan toplumsallık ve kimlik kurgusunun somut
delilleri üzerinde durulmaktadır. Türkiye’de yayınlanan realite programlardaki
tele-yaşamları haritalayan/betimleyen çalışma, Survivor, Yemekteyiz, İşte Benim
Stilim ve Zuhal Topal’la formatlarını örneklem almaktadır. Çalışma bulguları,
realite program toplumsallığının gerçekliğe ilişkin bir vaha kurarak, kimlik
kodlarını ‘her zaman var olan’ bir gerçeklik türü gibi yaygınlaştırmaya hizmet
ettiğini göstermektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 8 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 7 Sayı: 14 |
Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.