Özet
Tasavvuf
düşüncesinde nefis, aslında bir tanedir. Ancak içinde bulunduğu durum göz
önünde bulundurularak, emmâre, levvâme, mülhime, mutmainne, raziye, marziyye ve
kâmile olarak yedi mertebede ele alınmıştır. Tasavvufun, insan nefsi ile
alakalı olarak ortaya koyduğu bu yaklaşım, insanın tutum ve davranışlarını
inceleyen modern psikolojinin de ilgi alanına girmiştir. Bu yüzden günümüzde hem ülkemizde
hem de Batıda psikoloji alanında yapılan çalışmaların bir kısmında,
tasavvuftaki nefis mertebeleri konusunun, psikolojinin bazı konularıyla
birlikte ele alındığını görmekteyiz. Ancak İslam tasavvuf düşüncesinin nefis ilmine bakış açısı
ile Batı psikolojisinin bakış açısı faklı olmuştur. Tasavvuf düşüncesinde insan,
sürekli değişen ve gelişen dikey bir varlık olarak ele alınırken Batı psikolojisinde insan, ruhsal ve manevi
yükseliş hedefi olmayan, değişim ve dönüşüme kapalı, statik ve yatay bir varlık
olarak ele alınır. İslam tasavvufunun, insan nefsini ele alıştaki bu değişen,
gelişen, dinamik ve dikey bakış açısı Batı’da bu ilim ile uğraşanları farklı arayışlar içerisine
sokmuş ve bunun sonucunda birçok Batılı Psikolog ve araştırmacının yolu
tasavvuf ile kesişmiştir. Günümüzde, Batıda psikoloji alanında yapılan
bazı çalışmalarda, tasavvuftaki nefis mertebelerinin, modern psikolojinin
verileri ile birlikte ele alındığı görülmektedir. Bu çalışmamızda, Amerika’da,
Transpersonel Psikoloji alanında Profesör olan Robert Frager’in Kalp, Nefs ve
Ruh (Sûfî Psikolojisinde Gelişim, Denge ve Uyum) adlı kitabında, tasavvuf
düşüncesindeki nefis mertebeleri konusunun, modern psikolojinin verileri ile birlikte
nasıl ele alındığı hususları üzerinde durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 24 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 7 Sayı: 14 |
Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.