On the basis of the insurance institution lies the need to be inclined to feel safe. The tendency to feel safe has diversified to include economic values, especially with the development of trade, and has manifested itself with different names and practices throughout history.
With insurance, the damage that has not yet been realized but will be caused by a possible danger is subject to a contractual relationship and gain and assurance is provided on the risk covered. Persons of the religion of Islam do not tolerate contracts with an element of uncertainty and interest due to the “risk-free earnings ban”, and the insurance practices are not adopted for some spiritual and cultural reasons. The view in Turkey and its mutual bail at this point is “Insurance Contributions through”, based on the participation and reciprocity may be preferable for people who want to benefit from insurance coverage has become an established practice.
In our study, first of all, “Participation Insurance” will be discussed in general and its differences from the traditional insurance system and the feature of being a type of mutual insurance will be emphasized. Market share in the insurance market in the world, both by historical developments in Turkey will be discussed. Then, the question of whether participation insurance, which is based on social and economic cooperation, solidarity, commercial risk and profit sharing, can play an active role in preventing commercial risks arising from issuing bad checks, which is one of the most up-to-date and important problems in Turkish commercial life, will be tried to be answered.
Tekaful/ Participation Insurance, Mutual Insurance, Bounced Check, Securing Check Against
Sigorta kurumunun temelinde insanın kendini güvende hissetme eğiliminde olma ihtiyacı yatmaktadır. Güvende hissetme eğilimi özellikle ticaretin gelişmesiyle birlikte ekonomik değerleri de kapsayacak şekilde çeşitlenmiş ve tarih içerisinde farklı isim ve uygulamalar ile kendini göstermiştir.
Sigorta ile, henüz gerçekleşmemiş ama gerçekleşmesi muhtemel bir tehlikenin yaratacağı zarar, bir sözleşme ilişkisine konu edilmekte ve teminat altına alınan risk üzerinden kazanç ve güvence sağlanmaktadır. İslam dinine mensup kişilerce, belirsizlik unsuru taşıyan sözleşmelerin ve “risksiz kazanç yasağı” ile de faizin hoş görülmemesi, sigorta uygulamalarının bazı manevi, kültürel sebeplerle benimsenmemesi sorununu gündeme getirmiştir1. Bu noktada tekậfül (karşılıklı kefalet) ve bunun Türkiye’deki görünümü olan “Katılım Sigortası” yoluyla, katılım ve karşılıklılık esasına dayalı olarak sigorta güvencesinden yararlanmak isteyen kişiler bakımından tercih edilebilir bir uygulama haline gelmiştir.
Çalışmamızda öncelikle, “Katılım Sigortacılığı” genel olarak ele alınarak geleneksel sigorta sisteminden farkları ve bir karşılıklı sigorta türü olma özelliği üzerinde durulacaktır. Gerek dünya gerekse Türkiye’deki tarihi gelişimi ile sigorta pazarındaki pazar payları incelenecektir.
Ardından sosyal ve ekonomik yardımlaşma, dayanışma, ticari risk ve kazancın paylaşımı temeline dayanan katılım sigortacılığının, karşılıklılık ve risk paylaşımı niteliği ile Türk ticaret hayatındaki en güncel ve önemli sorunlardan biri olan, karşılıksız çek düzenlemekten doğan ticari risklerin önlenmesinde etkin bir rol alabilir mi sorusu yanıtlanmaya çalışılacaktır.
Tekậfül/Katılım Sigortacılığı, Karşılıklı Sigorta, Karşılıksız Çek, Çek Karşılığının Güvenceye Alınması
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 46 |