Din duygusu, insanların hayatı anlama ve anlamlandırma ihtiyacından doğar. Bu ihtiyacın temeline ilişkin ise birden çok varsayım vardır. Çalışmamızda din duygusunun bilimsel temeli, nörobilimsel ve evrimsel perspektiflerden ele alınırken ayrıca yaratılışçı görüşler ışığında fıtrat anlayışı da incelenmiştir. Dinî inançların kökenine ve insanın anlam arayışının kaynağına dair daha derinlikli bir bakış açısı sunmak makalemizin temel amaçlarındandır.
Bilimsel açıdan, din duygusunun temelleri beynin belirli bölgelerindeki aktivite ve biyokimyasal süreçlerle ilişkilendirilir. Bu durumun kişinin kendini aşma, ruhanî deneyimler yaşama ve toplumsal bağlar kurma eğiliminde önemli rol oynadığı düşünülür. Örneğin toplu ibadetlerin insanları bir araya getirmesi ve insanın kendini güvende hissetmesi bu biyolojik mekanizmayla ilişkilendirilmektedir.
Evrimsel psikoloji perspektifinden ise din duygusu, insan topluluklarında iş birliği, güven ve ahlâkî normların gelişmesine katkı sağlayarak hayatta kalmayı destekleyen, insanın sağlıklı bir birey olarak yaşamasını sağlayan bir araç olarak ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla varlığının başlangıcında insanda böyle bir duygu yokken, hayatta kalabilmek ve varlığının devamlılığını sağlayabilmek için din duygusu insanda evrimle birlikte var olmuştur. Ayrıca Yaratıcı tarafından insanın fıtratına kodlandığına inanılan din duygusu, diğer bakış açılarıyla birlikte değerlendirilmiş ve mukayeseli olarak incelenmiştir.
Çalışmamamızda neticesinde dinî inancın kaynağının salt bilimsel metotlarla açıklanamayacağı sonucuna varılmıştır. Burada din inancının önemi vurgulanmış ve dinin insanların varlık amaçlarını anlama çabalarını destekleyen rolü üzerinde durulmuştur.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Din Felsefesi, Dini Araştırmalar (Diğer) |
| Bölüm | Diğer |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 10 Kasım 2024 |
| Kabul Tarihi | 7 Mayıs 2025 |
| Erken Görünüm Tarihi | 29 Haziran 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 44 |