Mitostan logosa geçiş olarak tanımlanan felsefe, kavramsal bir düşünme faaliyeti olarak eleştirel yönelimini imgeye dayalı düşünmeye yöneltir. Bu yönelimin gücü, modern felsefe ile birlikte pekişerek eleştiri, kurumsal dinlere temayüz ederek gerçekleşir. Felsefenin özellikle 19.yy’da özerk bir disiplin olarak düşünülmesinin temeli, bu eleştiri gücünden kaynaklanır. Oysa Feuerbach’a göre felsefe, eleştirdiği dinin düşünme yapısından ayrı olarak konumlanması bir yana, dinin nesnesini kavramsal olarak ortaya koyma gayesi taşımaktadır. Kendini bu gaye ile gerçekleştirmeye çalışan felsefenin, özerk bir disiplin ve ele aldığı nesne bakımından özgün bir düşünme biçimi sunması mümkün değildir. Marx, Feuerbach’ın doğru ama yetersiz olan bu düşüncesini, felsefenin özellikle praksis özelliğini vurgulayarak tamamlamaya çalışır. Dolayısıyla bu çalışmada Marx’ın Feuerbach eleştirisi bağlamında felsefenin anlam ve mahiyetine yönelik getirmiş olduğu düşünceler ele alınacaktır. İlk olarak Feuerbach’ın, felsefenin teolojik niteliğine yönelik antropolojik çerçevede yöneltmiş olduğu eleştiriler ortaya konacak ve göksel kutsallıktan yeryüzünün kutsallığına geçişin felsefenin yeni konumunda nasıl bir anlam ihtiva ettiği gösterilecektir. Sonrasında Feuerbach’ın düşüncelerinin doğruluğuna ve fakat, aynı zamanda eksikliğine işaret edecek olan Marx’ın, yeryüzünün kutsallığı mefhumunun halihazırda çelişkilerle dolu olduğuna dair düşüncesi irdelenecektir. Son olarak tarafımızca bu çelişkilerin aşılmasında felsefeye düşen görevin ne olduğu Marx üzerinden gösterilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 41 |