‘The invisible hand’, which characterizes the ‘spontaneous’ functioning of the social order in harmony, prepares the conditions for the individual, who is unaware of the consequences of his actions, to contribute to the benefit of society in an unexpected way, independent of his consciousness. It is seen that Adam Smith has evaluated this conceptualization, which reflects his theoretical perspective on morality, economics and society, in three different contexts in his three different works. ‘The invisible hand of Jupiter’, mentioned in his work titled History of Astronomy, explains how the order in nature is formed. ‘The invisible hand’ in The Theory of Moral Sentiments reveals how the rich people of the world, which is claimed to be distributed equally to everyone living in it, are pushed to share, thus serving the interests of society, even if unintentionally and unknowingly. ‘The invisible hand’ that we encounter in The Wealth of Nations explains the positive effects on social benefit of people who use their capital for the benefit of production in the homeland, while trying to keep the profits from the products at the highest level. Based on this information, this article will examine what Smith means by ‘the invisible hand’ he describes in his works The Theory of Moral Sentiments and The Wealth of Nations. In The Theory of Moral Sentiments, social contribution is shaped through sympathy and impartial spectatorship; in The Wealth of Nations, it is embodied in the behavior of the individual pursuing his own interests. In this context, did Smith actually establish a system with complementary views, or did he cause inconsistency by adhering to different ideas? In fact, it is seen that the Smith, in an effort to understand the functioning of the social structure and determine the principles of its regulation, evaluated his explanations through a set of concepts, contrary to what is thought, without reducing them to personal interest. When Smith’s works are examined comparatively, it becomes clear that a conscientious and virtuous person, who is morally aware of his own actions, will act on the axis of sympathy rather than acting selfishly in order to maximize his interests.
Adam Smith ‘Invisible Hand’ Sympathy Impartial Spectator Self-Interest
Toplumsal düzenin uyum içinde ‘kendiliğinden’ işleyişini karakterize eden ‘görünmez el’, eylemlerinin nasıl sonuçlar doğuracağından habersiz olan bireyin bilincinden bağımsız olarak kendisinden beklenmeyen bir şekilde toplumun faydasına katkı sağlamasının koşullarını hazırlar. Adam Smith’in ahlak, iktisat ve topluma ilişkin kuramsal perspektifini yansıtan bu kavramlaştırmayı, üç farklı eserinde üç farklı bağlamda değerlendirdiği görülmektedir. Düşünürün History of Astronomy adlı denemesinde geçen ‘Jüpiter’in görünmez eli’, doğadaki düzenin nasıl oluştuğunu anlatırken; Ahlaki Duygular Kuramı’ndaki ‘görünmez el’, içinde yaşayan herkese eşit bir şekilde dağıtılmış olduğu savlanan dünyanın zenginlerinin nasıl paylaşım yapmaya itildiğini böylelikle bilmeden ve istemeden de olsa toplumun çıkarına hizmet ettiğini ortaya koyar. Milletlerin Zenginliği’nde karşımıza çıkan ‘görünmez el’ ise sermayesini anayurtta gerçekleşen üretim yararına kullanan kişilerin, ürünlerden elde edecekleri kârları en yüksek düzeyde tutmaya çalışırken toplumsal faydaya olan olumlu etkilerini açıklar. Bu bilgiler ekseninde bu makalede, Smith’in Ahlaki Duygular Kuramı ve Milletlerin Zenginliği eserlerinde betimlediği ‘görünmez el’ ile neyi ifade ettiği incelemeye tabi tutulacak ve onun kuramsal çerçevesi özlü bir biçimde ele alınacaktır. Ahlaki Duygular Kuramı’nda duygudaşlık ve tarafsız gözlemcilik dolayımında şekillenen toplumsal katkı; Milletlerin Zenginliği’nde kendi çıkarının peşinde koşan bireyin davranışlarında somutlaşır. Bu bağlamda Smith, aslında birbirini bütünleyen görüşlerle bir sistem mi kurmuş yoksa farklı fikirlere bağlanmakla tutarsızlığa mı sebep olmuştur? Aslında düşünürün toplumsal yapının işleyişini anlama ve bunun düzenlenmesine ilişkin ilkeleri tespit etme çabasıyla açıklamalarını kişisel çıkar güdüsüne indirgemediği sanılanın aksine bunu bir kavram seti aracılığıyla irdelediği görülmektedir. Smith’in eserleri karşılaştırmalı olarak incelendiğinde ahlaki bakımdan kendi davranışlarının bilincinde olan vicdanlı ve erdemli insanın, çıkarını en yüksek düzeye ulaştırmak için bencilce davranmak yerine duygudaşlık ekseninde hareket edeceği belirginlik kazanır.
Adam Smith ‘Görünmez El’ Duygudaşlık Tarafsız Gözlemci Kişisel Çıkar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | 18. Yüzyıl Felsefesi |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 20 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 43 |