Anlamak, idrâk etmek, kavramak gibi kelimeler hayatımızda oldukça geniş yer tutmaktadır. Tarih boyunca kendi doğrularını savundukları için eziyet görmüş, reddedilmiş hatta öldürülmüş insanlar olmuştur. Bunun yanı sıra, tasavvuf alanında hizmet etmiş, sohbetler ve yazılı eserlerle insanları irşâd etmeyi vazife edinmiş nice kimseler, anlaşılamamaktan mustarip olduklarını eserlerinde dile getirmişlerdir. On yedinci yüzyıla damgasını vurmuş, etkisi asırları aşarak günümüze ulaşmış, coşkulu, aşk ehli bir sûfî olan Niyâzî-i Mısrî (ö. 1105/1694) de pek çok eserinde anlaşılamamaktan bahseder. Bunların arasında en çok dikkatimizi çeken eser “anlar bizi” redifli gazelidir. Çalışmamızda bu gazeli idrâk yönünden ele almak istedik. Ekberî ekolden gelen müellifin, anlayan ve anlamayan kimseler hakkında verdiği bilgileri irdeleyerek, bu durumun idrâk mertebesi farklılıklarından kaynaklandığını ortaya koymaya çalıştık. Soyut bir deneyim olan kalbî bilginin, somut kelimelere nasıl indirgenebileceğini ve bunun manayı hem açıp hem de nasıl örttüğünü açıklamaya gayret ettik. Sonuçta günlük hayat için gerekli olan rasyonel aklın, soyut kavramları idrâk etmeye muktedir olmadığını, bunun için terbiye görerek tekâmül etmiş, entelektüel seviyeye çıkmış bir kalbin gerektiğini gördük. Aklın tekâmülü denebilecek bu yolculuk, bir tür şerh sayılabilecek çalışmamız ile Niyâzî-i Mısrî’nin bakış açısından ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Niyâzî-i Mısrî tasavvuf anlama akıl kalp marifet idrâk hakîkat insân-ı kâmil Sufism ma‘rifa perfect human being
Notions such as understanding, knowledge and consciousness have a large effect in our lives. Throughout history, there have been people who were persecuted, isolated, or even killed for defending their own truth. In addition, many people who served in the field of Sufism and took it on as their duty to guide people through conversations and written works, mostly complained about not being understood properly. Niyāzī Misrī (d. 1105/1694), a passionate and enthusiastic Sufi, who was one of the leading figures in the seventeenth century and whose influence has survived through the centuries, also complains about not being understood in many of his works. Among them, the most striking one is the ghazal with the rhyme “understand us”. In our study, we wanted to discuss this ghazal in terms of comprehension. By examining the information given by the Akbarian author, about people who understand and those who do not, we tried to emphasize that this situation is due to differences of the levels of comprehension. We tried to explain how the heart’s knowledge, which is an abstract experience, can be reduced to concrete words and how it can reveal and cover the meaning. As a result, we saw that the rational mind, which is necessary for daily life, is not capable of comprehending abstract concepts, and for this, a heart that has evolved through training and reached an intellectual level is required. This journey, which can be called the evolution of the mind, is revealed from the point of view of Niyāzī Misrī in this study, which can be considered as a kind of commentary.
Niyâzî-i Mısrî understanding conciousness truth heart mind perfect human being Sufism ma‘rifa perfect human being
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 1 Sayı: 2 |