Osmanlı bakiyesi bir aile ve çevrede yetişen Ömer Tuğrul İnançer, tasavvuf terbiyesini / görgüsünü yetiştiği ve bulunduğu ortamdan bizzat tecrübe ederek almış bir zattır. Kendisi devrinin mühim addedilen mürşid-i kâmillerinin, tabir yerindeyse “dizinin dibinde yetişmiş” bir sufi, inanç eriydi. Mutasavvıf kimliğini gerek mevcut şartlar sebebiyle, gerekse reklam unsuru olarak kullanmamak adına, kendini “sofimeşrep” olarak tarif etmişse de mürşid-i kâmil vasfı daima ilgi görmüştür. Manzum kırk hadis tercümelerinde sıkça geçen “Müminler ölmez. Bir yerden bir yere göç ederler” hadis-i şerifini dilinden düşürmeyen Ö. Tuğrul İnançer, 4 Eylül 2022’de ahirete “göç etmiştir”. Çok iyi bir hatip olan İnançer’in sohbet üslubuyla yazılmış birçok eseri vardır. İlk baskısı 2006 yılında yapılan Vakte Karşı Sözler adlı kitabındaki tasavvuf ve gündelik hayat bahislerini, lisanımız açısından değerlendirmek bu yazının amaçları arasındadır. Kitap, esas itibarıyla Ayşe Şasa Oran’ın Ömer Tuğrul İnançer ile yaptığı bir tasavvuf sohbetinin yazıya dökülmesinden oluşmaktadır. Bu sohbetin ses kaydını daha sonra Berat Demirci deşifre etmiş ve sohbeti kitaplaştırmıştır. Bu kitapta, tasavvuf ve gündelik hayat konusuyla ilgili iki başlık vardır. Bunlardan ilki, Ayşe Şasa Hanım’ın sorduğu sorular etrafında gerçekleşen sohbettir. İkincisi ise 2003 yılında, Türk Edebiyatı Vakfı’nda Ö. Tuğrul İnançer’in verdiği konferansın metnidir. Bu çalışmada, her iki metinden hareketle İnançer’in tespitleriyle bazı tasavvufi sözlerin lisanımıza tesiri değerlendirilecektir. Makalede ele alınacak tasavvufi ifadeler şu şekildedir: “İllallah, altmışaltıya bağlamak, bel bağlamak, eşiğe basmamak, ölüsü kandilli, ism-i Celâl ile başlayan sözler, imamsuyu, çile çekmek, eline, diline, beline sahip olmak, habbeyi kubbe yapmak, çelebi adam, ağzı kara, abdala malum olur, hu demek ve Resullullah’ı temsil eden gül”. Halkın dini anlamadaki rolü ve folklorik bakımdan, bu ifadeler hiç şüphesiz önem arz etmektedir.
Bu makaleyi, 11 Nisan 2020’de 22 yaşında koronadan kaybettiğim İTÜ Uçak Mühendisliği son sınıf öğrencisi kardeşim Emircan Kılıçkaya’ya ithaf ediyorum.
Ömer Tuğrul İnançer, who grew up in a family and environment with Ottoman remnants, is a person who received his mystic education and manners by personally experiencing it from the environment where he grew up. He was a Sufi, a man of faith who was "bred at the bottom of the knee", so to speak, of the perfect masters of his time, who were considered important. Although he described himself as a "sofimeshrep" in order not to use his Sufi identity either because of the current conditions or as an advertising element, his qualification as a murshid-i kamil has always attracted attention. “Believers do not die, which is frequently mentioned in forty hadith translations in verse. Ö. Tuğrul İnançer "immigrated" to the hereafter on September 4, 2022. Inançer, who is a very good orator, has many works written in conversational style. It is among the aims of this article to evaluate the mysticism and daily life in his book, Vakte Karşı Sözler, the first edition of which was published in 2006, in terms of our language. The book essentially consists of translating a Sufi conversation Ayşe Şasa Oran had with Ömer Tuğrul İnançer. The audio recording of this conversation was later deciphered by Berat Demirci and made a book of the conversation. There are two titles in this book on the subject of Sufism and daily life. The first of these is the conversation that took place around the questions asked by Ayşe Şasa. The second was in 2003 at the Turkish Literature Foundation. This is the text of the conference given by Tuğrul İnançer. In this study, the effects of some mystical words on our language will be evaluated with the determinations of İnançer, based on both texts. The mystical expressions that will be discussed in the article are as follows: “İllallah, altmışaltıya bağlamak, bel bağlamak, eşiğe basmamak, ölüsü kandilli, ism-i Celâl ile başlayan sözler, imamsuyu, çile çekmek, eline, diline, beline sahip olmak, habbeyi kubbe yapmak, çelebi adam, ağzı kara, abdala malum olur, hu demek ve Resullullah’ı temsil eden gül”. Undoubtedly, these expressions are important in terms of the role of the people in understanding religion and in terms of folklore.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 2 Sayı: 1 |