VIII. yüzyılda Endülüs’te yetişen Şâtıbî günümüzde özellikle fıkıh düşüncesine
getirdiği vizyoner bakışla tanınır. Bu bakış, dinin/İslam’ın ana hedeflerini
(külliyyâtü’ş-şerî’a veya makâsıdü’ş-şerîa) göz ardı edip tikel verilere (cüz’iyyât)
göre hüküm tesis etmenin yanlışlığı ana fikrine dayanır. En özgün yönü bu olmakla
birlikte o aslında çok yönlü bir âlim ve etkili bir davetçidir. İslamî ilimlerin
hemen her alanında ciddi eserler vermiş, sonradan ortaya çıkan bozuk dinî ve
tasavvufî telakkilere karşı toplumunu uyarmış, bu yüzden sert tepkilerle karşılaşmış
ama mücadelesini hayatı boyunca sürdürmüştür. Fakat ne gariptir ki vefatından
sonrasına ait klasik literatürde onun özgün yaklaşımlarına neredeyse hiç atıf
yapılmamış olması onun adeta unutulduğunu göstermektedir. Modern zamanlara
gelince bu defa da dillere pelesenk olan, hatta seküler hayatın kendisinin makâsıd
düşüncesine onaylatıldığı bir Şâtıbî portresi vardır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 29 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 13 Sayı: 25 |