This article scrutinizes the cultural heritage regimes pertaining to the Hittite Empire within the Turkish context, with a specific emphasis on archival records, media narratives, and significant political figures. Drawing upon the concept of cultural heritage regimes, this paper argues that the Hittite cultural heritage played a pivotal role in crafting the self-understanding of the emergent Turkish Republic. The focus lies on the strategic appropriation of Hittite symbols by the Republic to foster a palpable connection with an ancient past that thrived within the geographical bounds of contemporary Turkey. This connection aimed to kindle a sense of unity and shared origins among Turkish citizens. In a significant shift, the twenty-first century exhibits a noticeable change in priorities where the media discourse primarily accentuates the economic potential of Hittite cultural artifacts, largely in the context of heritage tourism. Coupled with this economic and touristic orientation is a deliberate endeavor to redefine Turkey’s image. By strategically projecting Turkey’s historical depth, the aim is to catalyze heritage tourism and move beyond the country’s mere representation as a natural “paradise” known for its stereotypical trio of sun, sand, and sea. This shift exemplifies a metamorphosis of cultural heritage regimes, where the anticipated fiscal returns from heritage tourism begin to steer the narrative, simultaneously highlighting the economic dividends of cultural preservation and catalyzing a redefinition of Turkey’s global image.
Hittite Cultural Heritage Heritage Regimes in Turkey Cultural Heritage Regimes Heritage Tourism Boğazköy Sphinx
Bu makalede, arşiv kayıtları ve medya anlatıları eşliğinde Türkiye’de Hitit İmparatorluğu ile ilişkili kültürel miras politikaları, önemli siyasi figürler üzerinde durularak ele alınmaktadır. Kültürel miras politikası kavramından yola çıkılarak, Hitit kültürel mirasının, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında toplumsal öz anlayışının şekillenmesinde önemli bir rol oynadığı savunulmaktadır. Odak noktası, Türkiye Cumhuriyeti’nin Hitit simgelerini stratejik bir şekilde benimsemesi ve modern coğrafi sınırlarında hayat bulan tarihiyle somut bir bağ kurmayı teşvik etmesidir. Bu bağla, Türk vatandaşları arasında birlik hissi oluşturmak ve ortak köken bilincini pekiştirmek hedeflenmiştir. Yirmi birinci yüzyılda önemli bir dönüşümle birlikte; medya anlatıları çoğunlukla Hitit kültürel eserlerinin ekonomik değerini, özellikle miras turizmi bağlamında vurgular hâle gelmiştir. Bu ekonomik ve turistik yönelimin yanında, Türkiye’nin imajını yeniden tanımlama çabası da dikkat çekmektedir. Amaç, Türkiye’nin engin tarihini stratejik bir şekilde öne çıkararak ülkenin sadece deniz, kum ve güneşiyle ünlü bir “cennet” olarak anılmasının ötesine geçmektir. Bu değişim, kültürel miras politikalarında adeta bir evrim niteliğindedir. Miras turizminin mali getirisinin odak noktası olmasıyla birlikte, kültürel korumanın ekonomik değeri ön plana çıkar ve Türkiye’nin küresel imajını yeniden şekillendirme çabaları tekrar hayat bulur.
Hitit kültürel mirası Miras turizmi Boğazköy Sfenksi Kültürel Miras Politikaları Türkiye'deki Miras Politikaları
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Arkeoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 3 |