Eski Türkler matem merasimlerinde, yüz çizme, saç kesme, dövünme, ölünün atıyla ve diğer şahsi eşyalarıyla gömülmesi, at kurban edilmesi, yoğ denilen ölü aşlarının verilmesi gibi bir takım ritüelleri yerine getirmiştir. Bu ritüeller, İslâm’ın kabulünden sonra, yeni dinin izin verdiği ölçüde devam etmiştir. Türklerin yerleştiği Türkistan’dan Mısır’a kadar uzanan coğrafyada bu âdetlerin örneklerini bulmak mümkündür. Memlûkler eski Türk kültüründen kalma tabut asma, ölünün şehre sokulmaması, ölünün mumyalanması, baş açma, başa toprak atma, saç kesme, ağıt, dövünme, ölünün mezarına şahsi eşyalarının bırakılması, yüz çizme geleneklerini takip etmiş, acının seviyesini yükseltmek için ağıtçılardan, esir kadınlardan ve cariyelerden istifade etmiştir. Yine söz konusu dönemde, Atalar kültünün bir uzantısı olup süreç içinde İslâmi bir kimlik kazanan kabir ziyareti ve ölünün ruhu için sofra kurma gelenekleri sürdürülmüştür. Türklerde matem rengi hanedandan hanedana farklılık arz etmiştir. Memlûkler matem rengi olarak beyaz ve siyahı benimsemiştir.
Biz bu çalışmada Memlûklerde matem, defin ve ölüme dair pratikleri ve inanışları tespit ve takip ederek bunlara yüklenen anlamları diğer Türk-İslâm hanedanlıklarında konuyla ilgili yürürlükte olan geleneklerden örnekler vererek bir bütünlük içinde değerlendireceğiz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 41 Sayı: 71 |