Hemen her insanın “o gün gibisi bir daha olmaz yahut hiçbir gün o güne benzemez dediği” saatler veya hadiseler vardır. Bunlar bazen kırılma bazen de sıçrama ânı olarak tarif edilir. Sadece insan yaşamının değil, milletlerin ve devletlerin de her daim böyle dönemleri olmuştur. İşte ele alacağımız kitap, coşkuları kadar hikâyesini acılarla yoğurmuş olan Türk tarihinin, kesin hatlarla ayırıldığı bir kesitini anlatıyor. Geçtiğimiz asrın başlarına denk gelen ve yetenekli unsurlarımızı kaybetmenin sonucunda Batı’ya olan yürüyüşümüzün akamete uğradığı ve göreceli geri kalmışlığımızın temellerinin de atılmış olduğu bu sürecin en can alıcı diliminde Osmanlı rüesasının, tavır ve davranışlarının nelere istinad ettiğini, kararlarını hangi saiklerle aldıklarını açıklamaya çalışıyor. Başlığından da anlaşılacağı üzere bu eser, Osmanlı imparatorluğunun son nefesini verdiği ıstırap dolu yılları, diyalektik akıl ve reelpolitik yaklaşımla tarih önünde aydınlatma derdindedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tanıtımlar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 2 |
Journal of History Critique