Balkan savaşlarının kaybedilmesinden sonra başkentin İstanbul’dan güvenlik sebebiyle başka bir şehre taşınması fikri ciddi olarak gündeme gelmiştir. Bununla birlikte Konya, Kayseri ve Bursa şehirleri yeni başkent için düşünülen öncelikli alternatifler arasında olmalarına rağmen bazı farklı görüşler de vardı. Özellikle Türk milletine yeni bir kimlik kazandırma düşüncesinde olan aydınlar farklı bir merkezi tarif etmekteydi. Bu başkent belki de modern Türkiye’yi yansıtacaktı. Ancak ismi telaffuz edilmese de Eskişehir, Konya ve Kayseri’den başka tüm yolların ve iletişim ağlarının birleştiği yeni bir merkez olarak tarif ediliyordu. Burada anladığımız yeni yapılacak reformlara karşı kamuoyu baskısı oluşturamayacak ve kolay kontrol edilebilecek, tarihi geçmişi olan küçük bir şehir tahayyül ediliyordu. Ankara nitelik olarak ticaret yollarının değişmesi sebebiyle eski şaşalı günlerinden uzakta kalmış unutulmuş bir şehirdi. Modern dünyadan kopuk ve Anadolu’ya sıkışmış durumdaydı. Yeni üretim araçlarından mahrum olmakla bu çizgisini değiştirecek sosyal sermayeye de sahip değildi. Aslına bakılırsa hem Türk Devleti’nin hem de Türk milletinin içinde olduğu sıkışıklığı o dönemin Ankara’sında da görebilmekteyiz. Bu bakımdan yeni kurulacak devlet idaresi için Ankara iyi bir seçenek olarak durmaktaydı. Sonuç olarak Ankara’nın başkent olması Milli Mücadele’ye merkezlik yapmasından kaynaklanmış gibi görünse dahi bu konu hakkındaki tartışmalar ve öneriler belli bir geçmişe sahiptir. Kanaatimizce Ankara’nın başkent olarak seçilmesi rastlantı eseri veya Milli Mücadele döneminin olağanüstü şartları içinde yapılan bir tercihten daha ötedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ağustos 2020 |
Gönderilme Tarihi | 1 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 125 Sayı: 247 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.