İnsanın hikâyeleştirmeye
değer bir kırılma anını canlandıran tiyatro, kuşkusuz bu noktada bir takım dil
bileşkelerini kullanmak zorundadır. Bu dil bileşkeleri arasında en önemlileri
söz ve jesttir. Antik zamanlardan çağımıza değin kaleme alınan ve sahnelenen
hemen tüm oyunlar bu iki dil biçimi ile kendilerini inşa etmişlerdir. İnşa
ederken de odaklandıkları nokta, canlandırılacak hikâyenin anlam kodlarının
seyirci tarafına doğru bir şeklide aktarılması gerekliliğidir. Yani farklı
yerlerden gelen, birbirini tanımayan, farklı kültür ve algılama becerilerine,
farklı beğeni düzeyine sahip seyirci kitlesini kısa zamanda ortak bir algılama
paydasında birleştirmeyi, onları birlikte algılayan, yargılayan ve tepki veren
tek bir organizma bütünlüğüne ulaştırmayı amaçlamaktır. Bu nokta, bu iki dil
çeşidinin tiyatral süreçteki varlık nedeninin de temel sacayağıdır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2017 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ekim 2017 |
Kabul Tarihi | 15 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 6 Sayı: 3 |