For Maurice Merleau-Ponty, Paul Cezanne’s paintings seize phenomenon in its manifestation instead of giving various representations of the objective world. He thinks that Cezanne’s paintings portray pure nature, the primordial world. He also argues that the purpose of phenomenology is to describe the primordial world and capture the lived experience at philosophical level. To his view, phenomenology and art must use method of reduction if they are to fulfill their purpose. He suggests that the objective, given and derivative must be subjected to reduction and being must be captured in its manifestation. However, the intimacy which he established between phenomenology and art regarding the concept of reduction also brings the danger of a possible tension between them. Because, art, particularly Cezanne’s painting can complete the reduction of the objective world. Phenomenology must use the abstract, conceptual, and philosophical language. This causes the phenomenological reduction to stay limited, moreover to corrupt the lived experience. In this article, Merleau-Ponty’s expectation from phenomenology and the philosophical value which he sees in Cezanne’s art will be discussed by staying in early period of his thought. Thus, tension in question will be discovered and the potential consequences of it for Merleau-Ponty’s early period phenomenology will be critically evaluated.
Maurice Merleau-Ponty’ye göre Paul Cezanne’ın sanatı nesnel dünyanın çeşitli temsillerini sunmaz, nesneyi açığa çıkışı içinde yakalar. O, Cezanne’ın resimlerinin saf doğayı, kökensel dünyayı resmettiğini düşünür. Ona göre fenomenolojinin amacı da kökensel dünyayı betimlemek ve yaşanan deneyimi felsefi düzeyde ele geçirmektir. O fenomenoloji ve sanatın, amaçlarına ulaşacaklarsa indirgeme yöntemini kullanmaları gerektiğini düşünür. Ona göre nesnel, verili ve türetilmiş olan indirgemeye tabi tutulmalı, varlık tezahürü içinde ortaya konmalıdır. Ancak onun fenomenoloji ve sanat arasında, indirgeme kavramı üzerinden kurduğu yakınlık, aynı zamanda fenomenoloji ve sanat arasında bir gerilimin oluşması tehlikesini de beraberinde getirir. Çünkü sanat, özellikle de Cezanne’ın resmi nesnel dünyayı indirgemeyi tamamlayabilir. Fenomenoloji soyut, kavramsal ve felsefi dili kullanmak zorundadır bu da fenomenolojik indirgemenin sınırlı kalmasına, dahası yaşanan deneyimi belli ölçüde çarpıtmasına yol açar. Bu makalede Merleau-Ponty’nin erken dönem düşünsel çerçevesi içinde kalınarak, fenomenolojiden beklentisi ve Cezanne’ın sanatında gördüğü felsefi önem ele alınacak, böylelikle söz konusu gerilim keşfedilmeye çalışılacak ve bu gerilimin Merleau-Ponty’nin erken dönem fenomenolojisi için olası sonuçları eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |