Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi’nde öne sürdüğü en tartışmalı konulardan biri zaman-mekânın a priori olduğu iddiasıdır. Kant bu
iddiayı, Newton ve Leibnizci zaman-mekân anlayışlarının neden olduğu problemlerin nihai çözümü olarak görür. Bu yönüyle
zaman-mekânın a prioriliği iddiası Kant’ın çözmeyi hedeflediği epistemik ve metafizik problemler açısından merkezi bir öneme
sahiptir. Ancak Kant’ın diğer iddialarında olduğu gibi, zaman-mekânın a prioriliği iddiasıyla ne kast ettiği konusunda da farklı
yorumlar mevcuttur. Bu durum en temelde Kant’ın farklı yorumlara imkân veren ifadelerinden kaynaklanır. Bu çerçevede Kant’ın
zaman-mekânın a priori oluşuyla ne kast ettiğiyle ilgili üç farklı yorumdan söz edilebilir. Bunlardan birincisi zaman-mekân formlarının
deneyim objelerinden zamansal olarak önce geldiğini öne süren zamansal öncelik yorumudur. İkincisi zaman-mekânın a
prioriliğinin parça-bütün ilişkisi türünden bir önceliği ifade ettiğini öne süren mantıksal öncelik yorumudur. Sonuncusu ise a prioriliği
yalnızca a posteriori olmama anlamında ele alan negatif anlamda a priorilik yorumudur. Şüphesiz bu yorumların haklılığı
ve tutarlılığı açısından incelenmesi, eleştirel felsefenin temel tezlerinin anlaşılmasında önemli bir yere sahiptir.
One of the most controversial issues suggested by Kant in his Critique of Pure Reason is the claim that time and space is a priori.
Kant sees this claim as the ultimate solution to the problems caused by Newtonian and Leibnizian conceptions of time and space.
In this respect, the claim of a priority of time-space is central to the epistemic and metaphysical problems that Kant aims to solve.
However, as in Kant’s other claims, there are different interpretations of what he meant with the claim of a priority of time and
space. This is mainly due to Kant’s statements allowing different interpretations. In this context, it can be mentioned three different
interpretations about what Kant meant by time-space being a priori. The first of them is the interpretation of temporal priority
which suggests that form of time and space precede the objects of experience. The second is the interpretation of logical priority
which asserts that the a priority of time and space represents a priority such as piece-whole relationship. The last one is the interpretation
of ‘negative a priority’, which suggest that a priority is in the sense of not being a posteriori. Undoubtedly, the examination
of these interpretations in terms of their correctness and consistency has an important place in understanding the basic theses of
critical philosophy.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Temmuz 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 11 |