İktisadın insana dair yaklaşımı rasyonalite varsayımına dayanmaktadır. Bu varsayımdan yola çıkan iktisat, insan davranışının farklı boyutlarını ölçmeye yönelmekte ve bunun üzerinden iktisadi sorunların teşhis ve tedavisinin gerçekleştirileceğini kabul etmektedir. Platon düşüncesinde de insana dair bir eidos varsayılmakta ve bu kapsamda insana dair özelliklerin arithmos aracılığıyla ölçümü gerçekleştirilmektedir. Ancak, Platon düşüncesine benzer biçimde, iktisat uzun bir süredir insanın özü üzerinde düşünmeyi rafa kaldırmış ve matematiksel bir formalizm ile yetinmeye başlamıştır. Söz konusu yaklaşım metodolojik açıdan yanlış olmasa da eksiktir. İnsan sanıldığından çok daha karmaşık bir insan yaşamı inşa etmekte ve bu yaşamı sürekli bir biçimde yeniden kurgulamaktadır. Dolayısıyla, Platon düşüncesinde olduğu gibi, iktisadın yaklaşımında da insana dair verili bir özün kabul edildiği görülmektedir. Bu kabulden radikal bir biçimde vazgeçilerek insana dair özün değişken olma olasılığı üzerinde düşünmek yerinde olacaktır. Bu kapsamda, Sartre’ın varoluşçu düşüncesi ve Hegel’in insana dair plastisite yaklaşımından hareketle insanın özünün özgürlük olduğu iddiası sorgulanabilecektir. İnsan, kendi yaşamını, kendi geleceğini, yine kendi yaratıcılığıyla kuran bir canlıdır. İnsanın kendisi için kurguladığı yaşamın ve insanın dışsal koşullarının dinamik etkileşimi kapsamında ortaya çıkan olumsallıkların incelenmesi bu çerçevede önem arz etmektedir. İktisat biliminin de bu nedenler doğrultusunda ve yeni perspektifler inşa edebilmek amacıyla insan bilimlerinin farklı disiplinleriyle birlikte düşünmeye yönelmesi gerekmektedir.
Platon Eidos Arithmos Sartre Hegel Özgürlük Rasyonalite Plastisite
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 22 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 13 |