Öz
Kant’ın pratik sahadaki düşüncelerinin teorik felsefesinin gölgesinde kaldığı ve bilhassa siyaset felsefesi konusunda bir Kopernik Devriminden söz etmenin pek mümkün olmadığı yönünde görüşler bazı eleştirmenler tarafından sıkça dile getirilmektedir. Onun siyaset kuramının Hobbes ve Rousseau’nun düşüncelerinin yeniden yapılandırılması olduğu iddiaları da bu bağlamda değerlendirilebilir. Kant’ın siyaset kuramının onun transendental felsefesinden bağımsız olarak düşünülemeyeceği doğrudur. Zira onun teorik ve pratik felsefesi arasında köprü görevi gören özgürlük ve özerklik kavramları siyaset felsefesi için de belirleyicidir. Kant bu amaçla doğa durumu ve toplum sözleşmesi kavramlarını kendinden öncekilerden farklı yorumlayarak yeni bir toplum ve tarih felsefesi taslağı ortaya koyar. Barış kavramı ilk defa onunla birlikte felsefi bir çerçeveye kavuşur ve ahlak yasası temelinde biçimlenen hukuk ilkeleri devletlerarası çatışmaları ortadan kaldırmak ve evrensel barışı inşa etmek için yeniden yapılandırılır. Buna rağmen Kant’ın pratik felsefesinin ilke ve tutumlarının siyasi sahada sorunsuz olarak işlerlik kazandığını ileri sürmek pek kolay görülmemektedir. Örneğin, siyasi iktidar söz konusu olduğunda aydınlanmacı Kant’ın cesur tavrında bir kırılma yaşanır. Ahlak ve hukuka aykırı uygulamalar da yapsa yöneticiye karşı gelmek meşru görülmez. Öte yandan hukuki bir temelde ortaya konulan dünya vatandaşlığı kavramının kozmopolit etik bir topluluğa evrilmesi, daha doğrusu ahlaki talepleri karşılayacak niteliğe kavuşması konusunda güçlükler mevcuttur. Aydınlığa kavuşturulması gereken bir diğer nokta da, dönemin Almanya’sının henüz olgunlaşmayan toplumsal ve tarihsel şartlarının Kant’ın sistemi üzerindeki etkileridir. Amacımız öncelikle Kant’ın siyaset kuramını, onun eleştirel yöntemi ve tarih ve toplum görüşleri ışığında bir değerlendirmeye tabi tutmaktır. Bunu yaparken siyasete ilişkin ilk dönem risaleleriyle birlikte bilhassa son dönem eserleri olan Ebedi Barış ve Ahlak Metafiziği hareket noktası olarak alınacaktır. Nihayet Kant’ın siyaset kuramına yönelik itirazların haklılık payını tartışmaya açılacaktır.
Ahlaki siyaset doğa durumu ebedi barış ilerleme toplumdışı toplumsallık
Abstract
It has been often remarked by some critics that Kant’s ideas in practical area are shadowed by his theoretical philosophy and especially speaking of a Copernican Revolution in political philosophy seems to be not possible. The claim that his political doctrine is a reconstruction of Hobbes’ and Rousseau’s ideas can be evaluated in this context. It is true that Kant’s political doctrine cannot be considered independently of his transcendental philosophy because the concepts of freedom and autonomy which constitute the bridge between theoretical and practical philosophy are also constitutive in his political philosophy. With this aim, Kant offers new projects for social philosophy and philosophy of history by interpreting the concepts of social contract and state of nature differently than his predecessors. For the first time in history the concept of peace gains a philosophical form and the principles of right based on the moral law are reconstructed with the aim of eliminating the international conflicts and establishing universal peace. Nevertheless claiming that the principles and attitudes of Kant’s practical philosophy can be applied to the political area smoothly does not seem unproblematic. For example, there is a rupture in brave attitude of Kant who advocates Enlightenment when the political power is considered. Disobedience to political ruler is not seen as legitimate even the ruler has practices against morality and law. Moreover, there are difficulties in evolution of the world citizenship to a cosmopolitan ethical community; that is, in gaining ethical quality. Another issue to be clarified is the influence of the immature social and historical conditions of Germany at that time on Kant’s system. Our aim is primarily to evaluate Kant’s political doctrine in the light of his critical method and his views on history and society. With this aim, we will take the early writings and especially the works of the last period Perpetual Peace and Metaphysics of Morals as the starting points of our investigation. Finally, the justification of the objections against Kant’s political theory will be discussed.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 30 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 14 |